valizini teslim edip saate bakarsın. 6:30′u gösteriyordur. içini kemiren sessizlikten kurtulmanın zamanıdır. en uzun gece yaşanmıştır. birden ışıklar kararır. “çıt” yok. şüphesiz, oradaki en kutsal varlık sensindir o anda. katıksız bir duygudur bu. artık saklayacak yer de yoktur. teslim olmak gerekir. havaalanının ortasında korkuluk gibi dikilirsin bir süre…
“gönder”
nice sonra hayata dönersin işte…
gözünü açtığında uzaklardan nurhak dağı görünür. ne kadardır uyuyorsun? ne gördün rüyanda? yağmur kümelerine girip çıkarak inişe geçildiği sırada içine tarifsiz bir sıkıntı dolar. nefes alamazsın. sebebiniyse birkaç saat sonra anlayacaksındır…
bildiğin tüm maraş türküleri acı yüklüdür zaten.
kahramansız bir öykü başlatırsın. zamansız.
.
.
.
>> zülfü livaneli / böyledir bizim sevdamız / 4’26”
"Yollar Söyletir" tefrikasının tüm parçaları:
öykü kahramansız olmaz. vardır bir kahramanı elbet, çıkacaktır bir yerlerden…