Düşsem dalımdan toprağa, köklenir ağaç olurum belki dedi. Mevsiminde ama. Şubat sonu yağmurlu bir günün akşamında karısıyla vedalaşıp attı kendini dördüncü kattan aşağı, bahçeye. Üç omuruyla bir kolu, bir de yüzüne çarpan dizi yüzünden burnunu kırdı. Ölmedi. Karısı kızdı ertesi gün hastanede uyandığında; diyeydin dedi, ben ekerdim seni. Hiç aklına gelmemiş olan bu fikri duyunca bir üzüldü bir üzüldü… “Ben ne bileyim” der gibi baktı yatağın kenarına ilişik karısına. Ha bir de, eline iki kere tıp tıp vurup eliyle, “sağol” diye inledi.
Yorum BırakSeries: Kendini Bi' şey Sanan Adamların Kısa Hikayeleri
Televizyona dalmış otururken birden huysuzlandı. Ayaklarıyla yerdeki kilimi tortop ederken sinirli sinirli kişniyordu. Sonra koşarak dış kapıyı, sonra apartman kapısını, sitenin kapısını açıp kendini uzunca, ama epey uzunca bir parka attı. Geminden rahatsızlığını ani baş hareketleriyle belli ederek koştu. Upuzun parkın sonuna kadar koştu. Döndü başa kadar yine koştu. Biraz ot yedi. Küçük bir kız başını okşadı. Annesi koşup korkuyla kucaklayarak hızla uzaklaştırdı küçük kızı. Biraz daha ot yedi. Parkın bekçisi uzaklardan “höööy” deyince kaçtı. Durduğunda buharlar çıkıyordu bedeninden. Dudaklarını sert sert titreterek nefes verdi bir süre. Ufuktan hemen önceki boş tepelere dalıp yılkı mı olmalı acaba diye düşündü. Çok…
Yorum BırakTA TAK ta tak, TA TAK ta tak Kahvede ayaklarını böyle vuruyordu yere. Yeni yetmelerden biri, abi dedi neden tren oldun? Neden araba değil, tır değil, otobüs değil tren? “Ona ben karar vermedim” dedi. Oğlandan geleceği belli “kim verdi?” sorusuna mahal vermeden devam etti: “Ama iyi etmiş. Benim kafadaki kalabalık başka şeye sığmazdı”. Bu cevap üzerine düşünme ihtiyacı bile hissetmeden “Kim karar verdi?” sorusu geldi tabii. Tak ta ta tak TAK tak tak, tak ta ta tak TAK tak tak, hızlandı düzde. İyice hızını alınca “eben” dedi “eben”, “o bakıyor tren işlerine”. Makasta hiç beklemeden bi’kaç yakın akrabadan daha samimiyetle…
Yorum Bırak