İçeriğe geç →

Series: Bugün

Kırkıncı günden sonra olanlar.

BUGÜN GÖÇ

gizmonun yorganın altına girmesinden ya da ayaklarımın üşümesinden anlamalıydım. sonbahar gelmiş. şimdi sıçtık demeliydim.

Yorum Bırak

BUGÜN FORMÜL

-ne yapacağız bu anıları? -iki kere tıkla kahverengiye yolla. -sonra? -oradan kaybolur.

Tek Yorum

BUGÜN PA

hasta da oldum. en son ne zamandı? yakında biri çıkıp “sen artık yumurta yiyemezsin!” de der. der mi der.

Yorum Bırak

BUGÜN AH

tabiki ben de adam olacağım. önce sınav bir geçsin. sonra askerlik. şu kitabı bir bitireyim hele. kanunlar bir çıksın. sistem otursun. herkes otursun. kış gelsin. birileri mezun olsun, birileri iş bulsun, aşık olsun, evlensin felan filan.. şaraba elma yatırdım, tencere bi soğusun hele. 5 kilo fazlalığı vereyim. sigarayı azaltayım. bir uyanayım mesela, duş alayım. yarışma sonucu açıklansın. hem sonra piyango bileti almıştım, 8 gün var çekilişe. şu şehirden bi çıkayım, şu şehre gireyim. babam dönsün, annem emekli olsun. gizmo horlamasın, ben horlamayayım. hem sahneler yeni açıldı. korkmayayım. ben görmeyeyim. görenleri de görmeyeyim. lale ekmeliyim, lale ekmeliyim. adam olacağım ben de.…

Yorum Bırak

BUGÜN KELEBEKLER, FIRTINALAR

“…sonsuz olasılıklar. her biri başka bir sonuca götürecek, götürürken de hep karşına yine sonsuz olasılıklar çıkaracak bir dizi. her olasılık başka bir yaşama denk düşer. birinde varsındır, bazılarında yok ” dedi emekli coğrafya öğretmeni sofraya yerleşirken. … “sen zeytin ye, bunlardan çok var.”

Yorum Bırak

BUGÜN PALYAÇO

ben tarator istedikçe haydari getiriyorlar. efendim haydari süzme yoğurttan yapılır. taratorun ise havuçlu ve helvalı olmak üzere iki çeşidi vardır. nereden çıkartıyorsunuz bunu? haftasonu için gelmiştik ama hava şartlarından dolayı vapur seferleri iptal edilince bir haftadır mahsur kaldık bu adada. gerçi şikayet etmemeliyim. işim yok, gücüm yok. kemal abi, kızı, damadı ve ben her akşam geliyoruz bu meyhaneye. adanın tek lokantası olduğu için gelmişken iki kadehte bir şeyler içiyoruz. tam bir haftadır. ve son iki gündür konuşacak konumuz yok. var efendim ne münasebet. sığlaşıyoruz yalnızca. daha havadan sudan şeylerden, günlük hayattan bahsetmeye başlıyoruz. ferda ile metin çocuklarından konuşuyorlar bu akşam.…

Yorum Bırak

BUGÜN DURUM

ders çalışıyorum. bu yüzden gece oturup gündüz uyuyorum. ben uyandığımda herkes yatmış olduğu için sıkılıyorum. sıkıldığım ve acıktığım için yemek yiyorum. kahve yapıp derse oturuyorum. aynı adamların aynı kitaplarını okumaktan sıkılıyorum. sıkıntıdan yemek yiyorum. sonra gidip aynı konularda farklı farklı kitaplar alıyorum. hep aynı konuları okuduğum ve gerçek yaşamla ilgileri olmadığı için…yemek yiyorum. sabah oluyor. uyuyorum. hep aynı şekilde tekrarlandığı için bu daha çok sıkılıyorum. artık bir noktada kirlendiğimi düşünüyorum. arınmak için her sabah hamama gidiyorum. yalnız gitmek istemediğim için her gün birilerini arıyorum. hamama her gün farklı bir hemcinsimle gidiyorum. ben kendimi kirlenmiş, hamamcı ise … görüyor. eve gelip…

Yorum Bırak

BUGÜN O O

yumurta canım çekmiyor artık. sahana iki yumurta kırmak aklıma gelmiyor. başkası için… sarısı banmalık, beyazı tam pişmiş bir şeyler hazırlamayı istemiyorum bile. hiç. ha ha ha… ulan zaten yap diyen de yok. hiç.

Yorum Bırak

BUGÜN “BÜYÜK SAAT”

arasıra oluyor; yolda yürürken dengemi kaybediyorum. düşmüyorum ama bir iki adım zik zak çiziyorum. durup dururken. dar koridorlarda daha sık başıma geliyor. bir sağa bir sola çarpıyorum. hırkalarımın, kazaklarımın kollarını kapılara taktırıp yırttığım çok olmuştur. bugün de çarptım koridorun duvarına. durup dururken. kıçımla dağ devirdim; duvarda asılı biblo yere düştü. kırıldı yekpare alçı. onuncu yaş günümde mahalleden bir çocuk vermişti. çocuğu bugün görsem tanımam. basit, ucuz, zevksiz bir kabartma. çocuk da biblo da eski. unuttuğum. ama nihayetinde kırılan bir “şey” işte. kırılmasaydı keşke.

Yorum Bırak

BUGÜN “OLMAYALI”

255 asal bir sayı değil. 3’e bölünür, 5’e de bölünür mesela. yeri geldiğinde, gün gün, 255’e bölünür.

Yorum Bırak

BUGÜN KLEINER LAUSCHANGRIFF

morga giderken arabanın kasasında üç kişiydik. mübaşir, teknisyen ve ben. mübaşir aptal aptal sırıtıyordu; “bu ay 18 otopsiye gittik, tanesi 5 kuruştan hesapla..” hüseyin abi oralı olmadı. derin derin çekti sigarasını. normalde yolda iken rastladığı garip olayları anlatır, işinin zorluğundan bahseder dururdu. “nedir hüseyin abi?” diye sordum. “çocukmuş bu seferki” dedi. “çocuklar zor. hepsi zor da bunlar daha bir zor gülüm. kesemezsin. elin titrer. için çekilir. üç gün uyuyamazsın.” gözleri dolar gibi oldu. oldu, olmadı gözüm mübaşire kaydı. parmaklarını sayıyordu hesap yapar gibi. hastaneye geldiğimizde savcı önde, biz arkasında morg kapısından içeri girdik. hüseyin abi otopsi odasına daldı. biz imamın…

Tek Yorum

BUGÜN ÇALI DİPLERİ

ilaçları keselim, dedi doktor. ilaçları kestim, dedim doktora. sonuç? sordu doktor. kediler, dedim ben de. bir altı ay daha o zaman, dedi doktor. dedim, kediler geçmesin yanımdan. saçlarımı kimse çekmesin. kimseyi bileklerinden tutmayayım. elim kırılsın, tutmayayım. asabisin, altı ay daha…. doktor dedi. bileklerinizden öperim, ne diyeyim.

Yorum Bırak

BUGÜN CHICAGO

bir daha ‘vecihi’ olamayacakmışım gibi geliyor. zaten senin de ayakların büyümüş. ne terlik oluyor, ne ayakkabı.

Yorum Bırak