Güzel yerini ört dedim sana, bu ara sokaklar tekin değil. Sonra hişşt olur. Sıkıldım diyorsun binadan, ağaçtan, yıldızdan ve insandan. Yeşiline de betonuna da… Topla kaynat hepsini yüz derecede, pastörize et veya dezenfekte, yahut borsada halka arz et mesela. Islık çalıyormuş numarası yapma, ağlıyorsun sen. Ömür kısadır, dünya bir karış, bu yüzden sığınamayız hiçbir yere, hiçbir zamana.
Biliyor musun bazı insanlar hep mutludur, bazıları hep mutsuz. Ne olursa olsun, hayat böyle. Saat tıkır tıkır işler, vakti gelir, geç kalmış olursun. Geç kalmak için geç kalabilmiş bir insan yoktur. Mesela geç kalkmalı insan dediğin. Kahvaltıda sahanda yumurta yemeli, bol sevişip müzik dinlemeli. Sonra öğlen bi daha uyuyup silkinmeli. Buna yetecek paran yoksa çalışıyorsun işte, işin özü bu.
Bugünlerde Selma diye bir kıza mesaj çekiyor adamın biri, yanlışlıkla benim telefona. Neden arayıp konuşmuyor bilmiyorum. Süründürüyorum onu, tam da bugünlerde telefonuma yanlışlıkla aşk mesajları attığı için. Selma çok kaprisli, bu bahtsız adam da talihsiz benim gibi. O yüzden adını Mustafa koydum. Çok geç diyorum Mustafa’ya, şimdi her şey için çok geç. Üzülüyor Mustafa, bir kat daha aşık oluyor Selma’ya. Tarçın kokan kadından kork Mustafa. Göbeği esmer ve terlemiş olur, poposu güzeldir mutlaka. Kavunu bile koklayıp alırlar. Saman yolu kadar biçimsiz ve güzel bir aşkları var artık.
Bu insanlara inansan boş, inanmasan üzülürsün. Kedi sidiği, kömür ve sarı elma kokan bir evde büyümedin mi sen Selma? Kilerden cevizli sucuk aşırdın da ishal olmadın mıydı? Her şeyin üfleyince uçuverdiğini bilip de nasıl yaşarsın? Doldur bu insanları at çöpe. Geç kalmadan yap bunu. Sabah olup ayılınca vicdanın sızlar sonra. Ne olursun Selma!
Yorumlar