Başka hiçbir şey söylemeden çantasını omzuna alıp evden çıktı ve kapıyı kapatmamış olmasından bir anlam çıkarmaya gerek bırakmayacak kadar soğuk bir sessizlikle merdivenleri inmeye başladı. O an kapıyı kapatmak aklımdan geçse de bu sahneye bir anlam ilavesi yapacak hiçbir girişimde bulunmamayı tercih ettim. Valizin, apartman kapısının dışındaki demir paspastan geçerken çıkardığı gürültüyü, kapının kapanırken çıkardığı tiz ses izledi. Bunlar olurken ben mutfak penceresindeki yerimi almıştım. Zeynep apartman kapısından çıkarken kırmızı, eski, ikarus marka belediye otobüsü de gürültüyle karşı yokuştan inmeye başlamıştı.
Yağmurun altında hızla koşarak, otobüsle aynı anda durağa vardı. Telaşla atladı. Otobüsün patırtıyla kapanan kapılarının hemen ardından uzun gıcırtının sonunda apartman kapısı da kapandı. Kızgın suratlı ikarusun tekerleklerinin ağır ağır hareketlendiği an, ne his besleyeceğimi, ne düşüneceğimi bilemediğim uzun ve karmaşık bir filmin kapanış sahnesi gibiydi. Bunu yaşayan, içinde olan ben değilmişim gibi hissediyordum. Otobüs binanın köşesinde kaybolmadan önce son gördüğüm, çantasında bir şeyler arar haliydi. Birkaç dakika sonra gelen mesajda ise “unuttuğum anahtarlarmış, isabet olmuş” yazıyordu.
Hemen solumda, mutfak masasında duran telefonumun sesiyle bir an kendime gelip mesajını okuduktan sonra, dalgın dalgın otobüs durağını izlemeyi sürdürdüm. Yedi sekiz ay önce bir gece söyledikleri geldi aklıma. Önümde bilgisayar, bir şeyler yazmaya çalışırken “kimse okumuyor yazdıklarınızı, ben bile okumuyorum, niye uğraşıyorsun ki” deyivermişti. O gece de böyle yağmur yağıyordu. Bozulsam da belli etmeme gayretiyle gülümseyip, kısa bir sessizliğin ardından konuyu değiştirmek veya kapatmak için “hadi bir çay koy da beraber içelim” demiştim. Başladığı işe hiç ara vermeden, aslında dönüp yüzüme bile bakmadan pijamalarını giymeye devam etmişti. Ardından da tek kelime etmeden yatağa girivermişti ben çayın altını yakmaya giderken. Çaydanlığın fısıltısı geldiğinde yorganın altından ince ince nefesini duyduğumu hatırlıyorum. Çayımı alıp yine böyle uzun uzun bakmıştım arkasından.
"Payanda" tefrikasının tüm parçaları:
Yorumlar