Gece boyu garip rüyalar gördü çoban, kavga eden insan sesleri duyuncaya dek. Derin bir uykunun dibindeydi az önce. Ve insan suratları ne kadar hayvansıdır uyurken. Uyurken güzel görünen bir insanı sevmemek ne kadar zor. Bir masal ülkesine kaçan her gece. Bazıları daha ilk görüşte kutsanmış gibidir. Uzatılmış bir masumiyet. Güzel uyurlar. Çoban açık ağzı, gevşek ve ağır bedeniyle bir hayvan gibi uyurdu. Önce uzak bir yerden geliyordu ses sonra ayıldıkça yaklaştı anlam kazandı. Üç kişiydiler. Pazarlık ediyorlardı. Kadın iki kişi için fiyatı indirmeye razı değildi. Adamlardan birinin sesi gittikçe yükseldi. Sonunda cebinden bir sustalı çıkarıp kadının boğazına dayayıverdi.
-Yat amına kodumun orospusu. Beleşe vericen.
Kadın bir şey demeden uzandı. Adam fermuarı indirirken yanındakine gözcülük yapmasını söylüyordu. Çoban olan biteni bir ağacın arkasında, çimlerin üstünde uykuda gibi izliyordu. Gözleri açıktı yalnız. Çok üşüdüğünden kendine sarılmıştı. Kadın bir taş gibi donmuş, ne bir ses ne bir kımıltı. Adam üstünde boğazından hırıltılar çıkarak gidip geliyordu. Kadının gömleğinin düğmelerini koparıp memelerini avuçladı. Kara gecenin içinde çıplak insan bedeninin soluk beyazı. Adam kadının memelerini ısırdı az sonra. Kadın acıyla bağırdı ilk defa.
-İşte böyle.
Erkekliği ilk defa onaylanan adam keyifle memelere saldırdı. Sonuna kadar ısırarak, dudaklarında kadının ılık kanı. Elini eteğin altından kadının kalçalarına attı. Tırnaklarını tenine saplayıp çekti. Teni yırtılan kadın acıyla inliyordu artık. Çoban hiç kımıldamadı. Kararsız bakıyordu. Bir şey yapsa ne olacağı belirsiz. Adam çok geçmeden boşalıp ağlayan kadının içinden çıktı. Kamışından akan dölü kadının eteğine sildi. Arkadaşı geldi, nöbet değişimi. Yeni gelen elbiseleri parçalanmış göğsü kan içindeki kadına baktı. Duraksadı. Yanındaki adama baktı. Kendini zorlayarak kadının üstüne uzandı. Kadın tiz bir çığlık atınca yeniden duraksadı. Kararsız gibiydi. Zorlukla konuşuyordu:
-Böyle olması gerekmiyordu.
Kadın adama vurup bağırmaya başlayınca diğeri gelip bıçağı boğazına dayadı
-Akıllı ol!
Bıçağı kadının bacak arasına yerleşmiş arkadaşına verirken sinirle söyleniyordu
-Bi amcıklıyla baş edemedin.
Adam bıçağı alıp kadının boğazına yasladı
-Sus
Sesi titriyordu. Bir an önce işi bitirip kaçmak istiyordu aslında. Fakat kadın sarhoşlara özgü boş vermiş bir sesle konuşmaya başladı
-Seninki küçükmüş. Keşke önce sen girseydin de alışsaydım.
Çoban şaşkınlık içinde kadına bakıyordu. Acıya direnerek konuşuyordu kadın
-Hep o mu girer önce. Leşçi misin sen. Gerçi ıslatmış oldu. Beni sen ıslatamayacağına göre
Adam sönmüştü. Devam edemiyordu. Kadının içinden çıktı. Ve kadın korkunç bir kahkaha patlattı. Sürekli gülüyordu. Bıçağı iyice bağazına bastırdı
-Sus. Sussana
Diğeri ne oluyor diye gelince panik içinde kadının üstüne kapandı. Gelip gidiyormuş gibi hareket ediyordu. Kadın başını çevirip bağırdı
-Domuzcuk, domuzcuk, küçük tatlı domuzcuk, sik kafalı domuzcuk. Bu orospu çocuğu sokamadı bile
-Sus
Adam bıçağı kadının midesine sonuna kadar saplayıp çevirdi. Şaşkın bir haykırış. Adamın ellerine sarıldı kadın. Hayatını alan eller, bir anda ısındı, avuçlarında büyüdü. Kendi katilinin ellerine sarıldı ve gariptir sanki babasıydı, sanki merhamet duyan ellerdi bunlar. Gözleri acıyla irileşmiş soluksuz kaldı. Ayaktaki adam hızla arkadaşını kadının üstünden çekmeye çalıştı.
-Bırak. Şimdi kıvama geldi.
-Yürü lan serseri. Boku yedik.
Koşarak bahçenin parmaklıklarının arasından kayboldular. Çoban yattığı yerden kımıldamamış sessiz bakıyordu. Kararsız bir suskunluk. Kadın yerde kıvranıyordu. Kısık bir sesle yardım isteyen sesi dinledi. Kimden yardım istediği belli değildi. İnsan hiç bir zaman yalnız olduğuna inanmaz.
O anda belirsizliğin kendi başına bir “şey” olduğunu anladı çoban. Onunla bunun arasında bir yer değil, başlı başına bir şeydir belirsizlik. Anlamı olan. Belirsizliğin içinde kararsız durmak bir tercihtir. Ayağa kalktı. Kadını kucağına alıp bahçeden çıkardı. Issız yolun ortasına baygın bıraktı. Nasılsa bir araba az sonra geçer diye düşündü. Sokak lambasının ışığında kadının yüzünü süzdü kısa bir an. Uyurken ne kadar hüzünlü ve güzel bir yüzü vardı. Hüzün uykuna ne vakit dahil oldu?
"Patika" tefrikasının tüm parçaları:
Yorumlar