İçeriğe geç →

SYKLMLR Yazılar

AN – 25

Gümüşi ağlarını örmüştür. Duş kenarında yaşar. Hadi adını biz koyalım, kader. Bütün gün av bekler. Gerekirse tavandan sarkar. Kuytudan süzülür. Ancak ev sahibi iki günde bir duş alır. Ağları dağılır. Bahtsız örümcek kader başlar yeniden çalışmaya. Milletin sırtından sıçrayan suyla oralardan geçecek bir böcek ihtimali arasında sıkışmaya… Belki bir gün ev sahibi tatile çıkacak. Kader kocaman bir ağ kuracak. Döndüğünde ev sahibini yakalayıp yiyecek. Belki… Kader.

Yorum Bırak

AN – 24

Kibritte kükürt kokusu, kağıt parada nem. İki kişi bir araya gelince üstüne ahmet… Bazen iyidir, bazen fazla.

Yorum Bırak

AN – 23

Kır saçlı bir adam şimdi. Her sabah traş oluyor. Eskinin saat tamircisi, saat satış bayi şimdi. Bir seiko var diyorlar, sıyırıyor kadife kılıfını büyütecin. Metal parçalar ışıldıyor. Saatlerce bakıp kalıyor paslanmaz çelikten imal edilmiş bir çarka.

Yorum Bırak

AN – 22

Büyük memeli kadınlardan hoşlanır ah! Belgesel izler meraklanır. Dünya kocamandır. İşletme okumak ister, sivilcelerini bantlar. Nayk eşofman alacaktır, parası yok. Bir vakit de olmayacak. Küçük memeli kızlara aşık olacak.

Yorum Bırak

AN – 21

28 yaşında bir kız, oturmuş kafede adaçayı içiyor. Bir yandan hala evlenmediği için kendini kötü hissediyor. İkinci sınıf belki de. Farkediyor ki vinstın laytı bitmiştir. En yakın tekel bayi nerede? Günler geçip gitmekte.

Yorum Bırak

AN – 20

Elektrik sayaçlarını kontrole gidiyor fakirhaneye. Giriyor bahçeye. Lahana ekmektedir nine. Selamun aleyküm nine, sayacın nerede? Deden namazdadır diyor nine, buyur azıcık bekle. Ayran koyup bardağa getiriyor bir de. Onunla konuşmadan devam ediyor çalışmaya bahçede. Çok geçmeden camiden görünüyor dede. Sayaç mayaç yok. İki milyon sokuşturuyor cebine. Görmezden gel. Parayı geri veriyor dedeye. Boş ver diyor ayrana say. Ardından el sallıyor nine.

Yorum Bırak

DESENLİ

Bütün bunları çıkar hayatından… Ağaçları işte, kuş muş ne varsa, denizdi, efendime söyleyim vapurdu, trendi, yok efendim mehtap falan böyle dağların ötesinden güneş doğmaları, ondan sonracığıma o bi’ adam vardı hani “nice bu hasret-ü dildar ile”yi söyleyen, bi’ de şu her sabah durağa giderken otobüsün durağa çarpma ihtimaline gülmeler, bir bardak çayın iki sigarayı hak edişi, bi’ de kariyer olanakları falan, film şeridi Oruç Aruoba polemikleri, elmalı turta ile baharatlı patates arasındaki o ince çizgi, bi’ de üstüne üstlük koçak‘ın adamları, bi’ de o muhteşem yağmur hani her şeyi tertemiz edip un ufak, durup durup aklına gelen, bi’ de bahanesi…

Yorum Bırak

AN – 19

Yük taşıyor kamyonuyla İstanbul’dan Urfa’ya. Bir yandan ot içiyor. Vakit nasıl geçiyor bilmiyor. Bir de üfleyince sıfır promil çekiyor. Düşünüyor dayı oğlunun söylediklerini. Türk müdür kürt mü? Ayrılmak şart mıdır? O zaman da yük taşıyabilir mi kamyonuyla İstanbul’dan Urfa’ya. Oflayıp pufluyor. Bir de olmasa şu lanet kıl dönmesi.

Yorum Bırak

AN – 18

Otuz yıl memurluk etti, emeklidir şimdi. Otuz yıl boyunca amirleri sürekli değişti. Stalin bıyıklı, hilal bıyıklı, badem bıyıklı, bıyıksız… Otuz yıl boyunca ne zaman palto alacak olsa yetmedi parası, sıkıştı, gelinceye kadar çekik gözlü çin malı.

Yorum Bırak

AN – 17

Yine palavra sıkıyor pavyon dönüşü fırıncı. Yine bol soğanlı ciğer istiyor. Şöyle yaptım da böyle ettim karıyı. Tam bir orospu çocuğu. Bu saatte geliyor büfeye ayyaşlar, üniversiteliler, torbacılar, pezevenkler. Aslında hepsi orospu çocuğu. Siyah poşetlere koyup kaçak satıyor birayı. Artık geceleri işi ona bırakıyor yaşlı babası. Bu soğukta adamların başında dikilip kasadan para indirmesinler diye bekliyor öyle. Evdekiler bastırıyor evlen diye. Onda o göz nerde? Evlense geceleri daha rahat çıkar gerçi. Yine de Rıfat’ı korkutuyor planın ters tepmesi. Bakarsın çıkıverir dırdırcı bir karı. Az sonra geliyor arkadaşları. Yüz milyon alıyor. Samatya’da içme vakti.

Yorum Bırak

AN – 16

Zor iştir bakkallık sabır ister. Uğurlusu uğursuzu… Kesiyor ekmeği ortadan sandviç yapıyor. Daha sabahın körü. Al sana ekmek, al sana gaste. Mehmet akif sokak nerde? Al sana yol tarifi. Kolay sinirleniyor giresunlu. Zor iştir bakkallık sanatı. Nasıl beceriyorsa, her vakit iki günlük traşlı. Ne eksiği var ne fazlası. Ürkütmemeli müşteriyi. Yuvarlak tombul parmaklarıyla anlatıyor. Alkolik değilse tombuldur bakkal parmakları. Mercan apartmanının kapıcısıyla konuşuyor akşamki maçı. Bir yandan korkuyor, yılbaşı yaklaşıyor. İsteyecek toptan kdv fişi.

Yorum Bırak

AN – 15

On üç buçuk kadınla yatan adam bir sırdır. Kimi köpeğe mi yanaştın deyyus dedi, kimi anladı ki içine girmedi yalnızca sevişti. On üç buçuk kadınla yatan adamı kimse anlamadı. Oysa içlerinde bir kadın vardı ki; ona bir buçuk denebilirdi. Bir kendisi, artı buçuk etekleri.

Yorum Bırak

AN – 14

Islak bir banka oturacak kadar yalnızdı. Kıçını ıslak bir banka koyacak kadar kendine öfkeli olmalı. Ve insan aç değilse, tutsak değilse, hasta değilse ama yalnızsa… başını ne yana çevirse insanla dolmuşsa… başka neyi anlatmalı?

Yorum Bırak

İLK YARI

Madem illa özlemlerle tükenecektik, ne diye maruz kaldık ki bunca nimete?

Yorum Bırak

AN – 13

Karşılaştı yolda ilkokul arkadaşıyla. Yürüyüşten dönüyordu. Ne kadar dinç görünüyordu. İşitince arkadaşı bunu kah kah güldü. Yaşlılar böyledir. Artık yitirdikleri bir şeyi duymaya doyamazlar. Ne kadar genç göründükleri… Hadi bakalım hangimiz daha önce ölecek dedi içinden. Sonra hatırladı, unutmuştu yüz vatlık ampul almayı marketten.

Yorum Bırak