İçeriğe geç →

SYKLMLR Yazılar

DANS EDERKEN AĞLADINIZ MI?

Siz hiç kafanız çakır dans ederken ağladınız mı? Dans ederken ağlıyor, kollarını açmış koskoca adam. Çingeneler yahudi, yahudiler çingene mi? Tanrının seçtiği, insanların hor gördüğü… İkisi de dans ederken ağlıyor. Kavuşmanın sevinci… Soylular sopsuzlar, kucaklaşın. Soyumuz sopumuz müzik olsun.

Yorum Bırak

BİR ADAM VARDI

Bir adam vardı, belki ilk insandı, belki bir avuçtuk bilemiyorum. Gökyüzünde geceleri yanan ışığa bakardı. Uzaktan uluma sesleri çalınsa da kulaklarına, gökyüzüne bakardı. Gökteki ışık şekil değiştirirdi yavaş yavaş. Yakmayan yumuşacık bir aydınlık, geceyi emniyetli kılan… Bazen çekip giderdi. Adam geri gelmez diye korkar, geceler boyu beklerdi. Yine bekledi. Derken gün batımında çıkageldi, kocaman kucaklaşır gibi. Yanındaki kadına eliyle işaret etti adam… “ay” dedi.

Yorum Bırak

Suyu göğe kaldıran

Suyu göğe kaldıran kanallar dokur topraktan, ışık fotonundan iğnelerle… Çiçek derler.

Yorum Bırak

Sevgi üstüne

Sevginin bu kadar yaygın oluşu onu değersiz kılabilir mi? İç güzelliğin her insanda olması onu sıradanlaştırıyor belki.

Yorum Bırak

Her sevgi bir kendinden vazgeçiştir

her sevgi bir kendinden vazgeçiştir. kendinden vazgeçmenin sonu ölüm. her sevgi bir can çekişmedir ve kendine engel olamayıp sever insan. sevmemek üstüne kuruludur hayatta kalışı. kendini alıkoyamadığından sever.

Yorum Bırak

GİDELİM DEDİ RÜZGAR

Damarlarında akan, su gibi ılıktı bir zamanlar. Gözünü alamıyordu mavi gökten, tutunduğu ağaca sımsıkı sarılsa da korkuyla. Kuşlar uçabilirdi. Ya o? Gidelim derdi rüzgar, gidelim. Fısıldardı kulaklarına gökte ay yaz akşamında. Üşürdü bir başına yapracık; sokulurdu dostlarına. Sarılır hal hatır sorarlardı. Bir gün bu ağaçtan göçüp gitmek var. Bu kuşlara, bu taze sabaha, bu gölgende soluklanan çocuklara elveda demek. Vakitsiz düşenler de oldu toprağa. Seyreldi yaprakların sayısı günden güne. Üşüdü yapracık. Çekildi hayatın suyu damarlardan. Karardı, inceldi. Bir zamanlar parlayan o yumuşacık ten kabuklaştı. Gidelim dedi rüzgar. Sımsıkı sarıldı ağaca “beni bırakma”, titredi yaprak. Gidelim, dedi rüzgar. Nereye gidiyordu? Döndü…

Yorum Bırak

Korku

sevmekten daha korkutucu ne olabilir?

3 Yorum

An – 44

Hep şikayet eder kendinden. Çözemez düğümü. Niye istemediği şeyleri yapmaktadır? Sonra da üzülür. Arkadaşı der, ya şikayetinde samimi değilsin ya yaptıklarında; ya şikayet etme ya da yapma. Oturur çekirdek çitler, çay sigara içer geceler boyu. Çözemez düğümü.

Yorum Bırak

An – 43

Her yer kar, yollar buz. Sabahtan beri ilk müşteri bu gelen. Siftah… Hatırlı müşteri üstelik. Demlikte gerçek ıhlamur kaynatıyor. Ne güzeldir bu soğuk çivi gibi havalar. Ne gariptir insan. Oturmuş tanrı diye bir şey var mı onu tartışıyorlar. Şu soğukta başka hangi canlının böyle bir derdi var?

Yorum Bırak

Selam olsun

Selam olsun bulmak için kaybedene. Selam olsun ıssız çöle tek başına yürüyene. Selam olsun kendini arayana. Selam olsun kendini yalnızlıktan sorana. Selam olsun insanla kucaklaşana. Selam olsun akan su gibi zamana. Selam olsun zamanda yıkanana. Selam olsun boyutsuz noktaya. Kısa bir çizgide sonsuz sayıda olana. Selam olsun ritme. Birleşince melodi, yalnızken vuruş olana. Selam olsun ilk kez duyup da bildiğin seslere.

Yorum Bırak

Hep sıcaktır elleri

Hep sıcaktır kurumuş çatlamış elleri. Bu onu soğuk havalarda en iyi arkadaş yapar. Elleriyle görüp duyar. Ne harikadır dünyaya dokunuşu. Bir kadının memelerini tapınırcasına avuçlayabilir. Şıkıdım şıkıdım ritim de tutabilir. Öpüşürken sıkılır fakat. Hele şarkı söylemesi mümkün değildir. Bir de konuşmasa. Açınca ağzını her şey berbat olur. Elleri beyninden akıllı olur mu insanın? Olur.

Yorum Bırak

UYANIN EY İNSANLAR! KIŞ İŞTE

Büyük birader üşümemizi istiyor. Büyük birader beyaz bir afetle mücadele etmemizi istiyor. Büyük birader der ki; şu kadar kaza oldu. Hava yolu, deniz yolu, şu kadar köy falan… Büyük birader kar tatili ilan etti. İnsanlar işlerine, evlerine giderken korkuyor. Küçük birader der ki; ulan hiç mi kış görmediniz? Hepinizin ağzında aynı soğuk havalar teranesi. Ne var kış işte. Donmuş bir nehrin üstünden yürüyüp okula mı varıyorsunuz? Gerçekten dondunuz mu, söylediğiniz kadar? Küçük birader, büyük biraderden kuşkulanıyor, gerçek olabileceğinden. Uyanın ey insanlar! Kış işte. Uyanın ey insanlar! UYANIN EY İNSANLAR!

Yorum Bırak

Kardan

karın da sesi var, yağmur kadar olmasa da.

Yorum Bırak

ANKARA

– İstanbul’un en çok nesini seviyorum biliyor musun? – Hadi ordan, saçmalama!

Yorum Bırak