ben de ağladım, dedi Tanrı, sen benim göz yaşımsın.
Tek YorumSYKLMLR Yazılar
saçlarını tararken bir yandan da havluyu kolluyordu düşüp müşmesin diye. tedirginliğine sinsice gülümsedim, sonra o da patlattı kahkahayı olanca edepsizliğiyle. “yarın, dedi yüzük parmağını işaret ederek, getiricem kafa kâğıdımı, anlayacaksın o zaman dünyanın kaç bucak olduğunu, gül sen gül!” “nüfus sureti de getir o zaman, dedim, ‘vukuatlı’ olsun ama!”
Tek YorumYa sen çocuk değil miydin, büyümedin mi yavaş yavaş? Bütün anlaşmalar bağlandı, bütün oteller ayarlandı. Ya sen çocuk olmadın mı hiç? Büyümedin mi hiç? Değerli olanın ne olduğunu unuttun mu şimdi? Sen, ben ve sevgili annen. Ya sen bir zamanlar çocuk olduğunu unuttun mu şimdi? Her şey komik değil mi? Yok bir çözümü, yok bir teselli, ağla şimdi. Ya sen çocuk değil miydin hiç? Nedir önemli olan unuttun mu şimdi? Yalvar yakar sürünürken, insan kardeşler için ağlıyorken ve bu yazıyı yazarken yan masada alman turistler bilardo oynarken, bir zamanlar çocuk olmadın mı hiç? Öyle geliyor ki bana, sarılsam sana geçmeyecek…
Yorum BırakAşk bir sürü psikiyatrik hastalığa benzer. Gerçeği değerlendirme yeteneğin bozulur, hezeyanlara kapılır, yanılırsın; şizofreni gibidir. Kalbin yerinden fırlar, ateş basar, miden ağrır; panik bozukluğuna benzer. Gecen gündüzün birbirine girer, iştahsız ne yaptığını bilmeden dolanır durursun; depresyona benzer. An gelir, kendini durdurman mümkün değildir; dürtü kontrol bozukluğuna benzer. Aklından atamazsın, kıvranır durursun; obsesyondur. Her şeye rağmen aşk en çok sevgiliye benzer, sevdiğin kızın tıpkısıdır. Aşk sevgilinin ta kendisidir. Bu yüzden hiçbir sevgili diğerine kızamayacağını bilir. Gönül koymak mümkün değildir. O yüzden en sonunda bir “canı sağolsun”dur. Bu yüzden hiçbir aşk birbirine benzemez ve hepsi aynıdır. Senin gibi, benim gibi. Aşk hastalıkların…
Yorum Bırakfişleri yazarken hüzünlenmek hiç aklıma gelmezdi. şu tarihte şurdaydık, şurda şunu konuşmuştuk, sonra da şuraya gitmiştik doğru ya… sen neskafe içmiştin, ben incelik olsun diye şekerlerini atmıştım, sen aslında şekersiz içiyordun, falan filan… günlüğü açıp bir yandan da oradan takip etmeye varınca iş uzadı tabii. boşverip iadeyi, bir albüm mü almalı fişler için?
2 YorumKim kime ne desin, söylenecek ne kaldı?
Yorum BırakYalnızlık da yalan kalabalık da yalan Aşk da yalan kin de yalan Sevgi de yalan öfke de yalan Gitmek yalan, kalmak yalan Varmak yalan, dönmek yalan Sıla yalan, gurbet yalan Deli yalan, alim yalan Kadın yalan, erkek yalan Adam yalan, çocuk yalan Para yalan, ekmek yalan Pişmek yalan, ham yalan Güldün yalan, ağladın yalan Düşündün yalan, sarhoş oldun yalan Gördün yalan, kör yalan Uyudun yalan, ayıldın yalan Zulüm de yalan, acı da yalan İçi yalan, dışı yalan Doğu yalan, batı yalan Devlet yalan, insan yalan Varlık yalan, yokluk yalan Dünya yalan, ahiret yalan Mezar yalan, yuva yalan Toprak yalan, böcek…
Yorum Bırak…sonra otuz liralık bi bilet alır başladığın yere dönersin. bütün hikayeyi klarnetin tek perdesi anlatır.
Yorum Bırakaşk bir duadır.
Yorum BırakHiç bitmiyor şevkat isteğin. O şefkate muhtaç ve doymak bilmez yan ne insanda? O suskun, üşüyen, iyileşmeyen karanlık? Bir an çöker kalırsın, dinmez ömür boyu sancısı. Açıklamaya çalışmak faydasız. Sen de tatmışındır onu, belki bir sabah yalnız uyanınca, belki bir gece elektrikler kesilmiş ve öksürüyorsan. O uğuldayan korkunç mağara, yatıştırılmak için yalvaran yanın, belki ölümündür, belki yalnızlığın. İnsan beyhude bir çabadır belki, kim bilir? Sen onu herkesin içinde gizli bir sır gibi sakladığını bilirsin. Öpülmek istediğini, sarılmak ve şımartılmak istediğini… O şevkate muhtaç yanımız hep bizimledir. Herkesledir. Öyleyse herkese merhamet et. Merhamet et ki insan bir yenilgiye dönüşmesin.
Tek YorumEy mutsuzlar, ey bahtsızlar, bir kez de kurban diye değil günahkar diye bakın kendinize. Bir günahkar olarak bakın kibrinize. Bu göğün altında her şeye bir kez eyvallah de. Mutsuzluk bir günahtır ve bağışlayacak olan sensin. Hata yapa yapa öğrenilir. Yoksa sen insan değil misin? Çık artık cehennemden; ne intikamla ne adaletle, bir eyvallahla. Bak o zaman sen küçülürken gökyüzü nasıl genişler, nasıl mavileşir. Sonra söylemedi deme. Affet kendini, ilk eyvallah kendine.
Yorum Bırakiki hüzün devrilir birbirine, biri yarım etmeye.
Yorum BırakKarlı bir yolu yürüyüp sevdiğine ulaşmak dedin, güzeldir. Oysa sevilmediğin yere ne kadar uğraşsan nafile, varamazsın. Karlı yollardan bahsettiren, yollara düşüren, özleten ve kavuşturan sevgili değil mi? Öyleyse sevilmediğin yere hiç varmadın. Böyle yalnız, böyle anlamsız, böyle üşümüşsün hep. Akşamları yürüyüşe çıkıyorum şimdilerde, uzun uzun yürürken düşünüyorum derin derin, nefes alır gibi. Acıtarak ve soğuk oturuyor içime yalnızlığım. Duru bir su buz tutar gibi görebiliyorum onu. Böyle beyazın ortasında gereksiz bir karartı gibi kaldıysan, böyle arayıp soranın olmazsa anlıyorsun o zaman, hayat neymiş, sen kimmişsin. Bir selamdır karla gelen, bütün bu anlamsızlık yalnızlığımızdan.
Yorum BırakBazen anlamak için çok geç kalmak gerekir. Bazen öyle yanarsın ki ancak gecikince anlarsın.
Yorum Bırakbalkon kapısının pervazında, sabah sabah, durup dururken, boynunla omzunun birleştiği yerdeki koku geldi aklıma. ağzına kadar su dolu çaydanlığın yanık kokusu burnuma gelene kadar da öylece durdu orada.
Yorum Bırak