sen git dersin gitmek kalsın kalsın diye inadına sonsuz sözlerin tükenir, sonun yaklaşır yanına sanatsız, yorgun gözleri yitip gider gözlerinden nerede bulsan kaybolur aradıkça göreceksin
Yorum BırakSYKLMLR Yazılar
– hiç benim hakkımda yazdın mı? – hak? – haklısın. sana söylenecek söz yoktur. her şey, yapman gerektiği gibi yapılmıştır. öyleyse geçmiş üzerine düşünmek zaman kaybıdır. gelecek üzerine kafa yormak gerekir. geleceğin, geçmişten soyutlanamayacağını fark ettiğinde çılgına dönersin. yaptığın her şey, sarf ettiğin her cümle yolunda kümelenmiştir şimdi. şimdi hesap verme zamanıdır. tercih senindir, yol ise ikidir: kendinle hesaplaşmak ya da diğerleriyle yüzleşmek. ikisini de yakıştıramadığından kendine, geçmişten de kendinden de kaçarsın. peki ya diğerleri? onlar seni bilirler.
Yorum Bırak– beni özlemiyor musun? – beklemiyorum. – evet, ikisi aynı şey. artık yalnız başına düşünme zamanıdır. öfkeni umursayacak kimse kalmadığından, öfkelenmenin de anlamı yoktur. öfke, yalnızlığa elverişli bir duygu değildir çünkü. öyleyse yolun başına gelmelisindir bir an önce. düşlerini karartan düşünceler… çektiğin ve çektirdiğin acılar, seni yola çıkaran sözler, sebepler… yani sözlerin, yani sebeplerin… düşündükçe yalanlarından sıyrılırsın. düşündükçe korku kaplar içini. hiçbir şey kontrolünde değildir ve hiç olmamıştır bile. zihnindeki bulutlar ansızın dağılıverir. “sevgi!” dersin birden bire, “nerdesin allahın cezası?!” onca zaman itip kaktığın sevgi. >> vassilis saleas / weeping eyes / 2’57”
Yorum Bırak“aman!” demişti, “aman bak yapma, kıracaksın sonunda!” bu cümleden başladılar toplamaya.
Yorum Bırakkoskoca meteor dünyaya ulaşır. hangi yıldızdan kopmuştur, ne sistemler ne galaksiler aşmıştır kim bilir. koskoca kütlesiyle atmosfere girer, bir alev topu haline gelir, ne görkemlidir. o heyecanla bi dilek tutarsın. sonrası, sonrası malum işte; unufak olur, kaybolur gider. yine de kıyamazsın yıldız kaydı dersin.
Yorum Bırak– beni terk ettin. – sen kendini ve tüm yaşadıklarını terk etmiştin zaten. bana terk edecek bir şey kalmadı. – şimdi ne olacak? “kural” koymak senin işin değildir. var olan kurallara sıkıca sarılırsın. kendi “kural”ın olabileceği aklından bile geçmez. her şeyin yerli yerinde olabileceğini düşünürken, hiçbir şeyin yerinde durmadığını, kendini amansızca kandırdığını görmezsin. sonuna kadar beklersin, hep, sonuna kadar. istersin ki hayat seni mecbur bıraksın, istersin ki her şey başkalarında var olduğunu sandığın mutluluğa varsın kendiliğinden. başkaları… sırtında taşıdığın çözümsüz ağrı… sıradan olasın istersin; sıradan bir mutluluğu, aykırı bir mucizeye tercih edersin. gerçeği kendine bile itiraf etmeden daha, toparlanır yola…
2 Yorumsanki hangimiz tüm kalbiyle istememiştir delirmeyi ve hangimiz çaresizce ve korkuyla çabalamadık geri dönmeyi, delirdikten sonra?
Tek Yorum– asıl yalnız olan bendim değil mi? – bunu sana defalarca anlatmaya çalıştım. – yalnızlığıma ver. biri çıkıp, yıllarca sorularını bile gizlediğin cevapları çarpar yüzüne. kendi öyküsünü anlattığını sanırsın önce. neden sonra kahramalarınla tanışmaya başlarsın yeniden. seni yaralayan, hırçınlaştıran, öldüren, ölen… soluk bir defter sayfası belirginleşir aniden. öyle tanıdıktır ki her şey, yüzünü bütün yaralarıyla aynada görmüş gibi korkarsın. anlatıcı gider. öykünle baş başa kalmalısındır artık, eskisi gibi. ve o döndüğünde, yerini almış olmalısındır. yoksa oyun başlamaz.
2 Yorumbir kuru dal yalnızlığın yeşerir olmadık anda örseler tüketir seni bir an elin tutulmasa sende başlar sende biter söylenmemiş miydi sana? acılaşır meyveleri çürüdükçe göreceksin
Yorum BırakOlur olmaz sözler söyler beklerdik sonra, içimizi nasıl dalgalandırdığını seyretmek için. İsyan sözleri isyanı, sevda sözleri sevdayı dalgandırsın diye. İçimizde duru bir su, sanki yaklaştıkça hasretimiz artıyordu. Aklı başından gitmiş akıp giden bir su, belirsiz bir zamana kadar sürecek, ağaçlar yaprak kokusundan usanıncaya kadar, ayva kirli sarı tütmekten bıkıncaya kadar. Bir su, gittikçe hızlanan, ne sonunu ne aktığı yolu bilmeden.
Yorum Bırak– beni sevmeni istemiyorum. – sevmeyeyim öyleyse. – işte bu yüzden. öyle bir anda aydınlanır ki ortalık, bütün yaralarınla apaçık ortaya çıkarsın. sorsalar her şeyi anlatacaksındır. neden bunca nefretle dolu olduğunu, neden sevgiden korktuğunu, ait olmanın zorluğunu ve bu kocaman hiçliği. elinden tutsalar, kupkuru bir bozkıra götüreceksindir onları, ruhunu serinletmek için. kendini tanımak, hissetmek için. yaraların sızlamaya başlar, yürümeye çalışırsın bitkinliğinle. sustuğundan, sakladığından hep, ilk çıkmaz yola girersin yine. çıkmaz.
Tek YorumVe her insan hiçliği karşısında sarsılacaktır.Bu, günün birinde öleceğini anlamasından çok kendi hamurunun hiçle yoğrulduğunu sezmesi, hiçle barışması ve hiçi sevmesiyle başlar.Kendi hiçliğini kavramış bir zihin, hiç neymiş görmek için bir hiç olduğunu bilen bir aynaya ihtiyaç duyar.
Tek Yorum– ben istersem her şey yoluna girer. – isteye-bilir misin? – öyle çaresizim ki! vazgeçtikçe kendine gelirsin. terk ettikçe açılır zihnin. içinin neyle dolu olduğunu görürsün hayretler içinde. hiç pişman olmayacaksın sandığın yürüyüşünde, sendelemeye başlarsın. yakında kendini yerde bulacaksındır, belli olmuştur artık. hiçbir söz, hiçbir bakış senin değildir. yine de vazgeçmezsin yolundan. istersin ki hayat seni çekip çevirsin. acıların “yüzey”e çıkmaya başlar. düşünür, kendine bir “zaten” ararsın yana yakıla. hemencecik bulursun.
Tek Yorum– bazen her şey bir oyunmuş gibi geliyor. ne zaman bitecek diye bekliyorum, bitmiyor da. – oyun olsa da olmasa da her şey zamanı gelince biter. bitmiyorsa, henüz bitmemiştir. – bitmesin. oturur düşünürsün bir gün, sevginin kimyasını, özlemin kaynağını, nesneler arasında kurulabilen tüm bağları. doğanın sırlarını düşünürsün, çekim kuvvetini, enerji birikimini, burçları… evrende olup da kendinde olmayanı, sana imkânsız gelen tüm olağanlıkları… hemen yarın ölme olasılığını, yani, bu olanağı… aklın karışır. sisli düşüncelerden oluşan uzun bir yolun sonunda anlarsın ki yaşıyor olmak, ciddiye alınamayacak kadar ciddi bir durumdur. aksi halde insan delirebilir.
Yorum Bırak