İçeriğe geç →

SYKLMLR Yazılar

HUZUR-SUZ

Huzur-suz dünyamız Huzur, muz değil, tuz değil, Huzur-sus olabilir, söz olabilir, siz olabilir. Dilbilimi boş ver, Huzur huzursuzdan türemiş. Dilimiz duygularımıza denk düşmüyor, Ve bu sırrı hep beraber yaşamak adına, Hep birlikte saklıyoruz. Birbirine dolanmış dikenler gibi, Kanlar içinde yahut yalnız.

Yorum Bırak

Kara

Hastalığının artık son evresiydi. Evden çıkamıyor, ayağa bile yardımla kalkabiliyordu Şevket dayı. Annemden babamdan sonra beni kucağına alan üçüncü kişi. Akciğer kanseri teşhisi konunca zaten pamuk ipliğiyle tutunduğu hayatla bağlarını koparmış, ölümü beklemeye koyulmuştu. Bu karamsar hali sebebiyle eşi dostu elini eteğini çekmiş neredeyse hiç arayıp soranı kalmamıştı. Arada bir ben uğruyordum evinin yakınlarındaysam. İçemese de kendine de bir bardak çay koydurup zar zor çıkan sesiyle eskilerden aklına gelenleri anlatıyor, kah günah çıkarıyor kah elinden geldiğince hayat dersi veriyordu. O gün, dolaplardan birinin derinliklerinden bir fotoğraf albümünü, yerini tarif ede ede, çıkarttırmış, yanına oturmamı istemişti. Çocukluğundan kalma bir-iki fotoğrafla başlayan…

Yorum Bırak

NOKTAYLA SOHBET

-Ey nokta, başın neresidir senin? -Sonumdur. -Nerede bitersin? -Başımda dedim ya. -Ey nokta, için var mıdır? -İçim sensin. -Ey nokta bu söylediğini ben unutuyorum hep -Bu söylediğimi ne unut ne de ezberine al. -O ne demek öyle? -İç dış olmaz bana, soran benim söyleyen ben. -Nokta -.

Yorum Bırak

YAŞLANIYORLARMIŞDIK

Şairler aşkın ruhban sınıfına dönüştüydü nasılsa. İşte o zaman şiir öldüydü, hepimiz öldüydük. Ve sonra susmayı seçmek… Gerçek bir şiir sessizlik barındırır değil mi? Söylediğini değil, sustuğunu duyanlar yok mu; işte onlar kardeştir.

Yorum Bırak

Şahin Aslan’ın Aziz Hatırasına

İnsan ölünce dostum, Gene gökyüzünde ay doğuyor mu geceleyin? İnsan ölünce dostum aya ne oluyor örneğin İnsan ölünce evlat kalıyor mu onun için Dostlar ne ifade eder ölüler için İnsan ölünce şerbetli tatlı mı sever sütlü mesela İnsan ölünce dostum, Hele küs ölünce, Küslükten geriye ne kalıyor Ölüler için, ölüler için soruyorum Kalanlar için değil İnsan ölünce dostum, dostlardan geriye ne kalıyor İnsan ölünce dostum, ölüme ne oluyor?

Yorum Bırak

Moment / İstisna Akdi

Ara sokağın sonunda bir yerde sağa dönüp işhanına  girdim. Karşılıklı dükkanların bulunduğu yarı aydınlık koridorun ortalarındaydı dükkan. Kapının üzerinde koridoru dik kesen tahminen 50’ye 35 cm büyüklüğünde demirden bir tabela asmıştı terzi. Hemen önümde sol omuzunda sandığı asılı, havanın durumuna bakılırsa çok da sıkı giyinmemiş 13-14 yaşlarında bir boyacı çocuk yürüyordu. Terzinin kapısına aynı anda geldik. Boyacı çocuk beni fark edince “buyur abi” deyip yol verdi. “Saol” deyip yanından geçip içeri girdim. O da arkamdan geldi. İşhanın koridoruna bakan cama kadar yaslanmış; üstünde kumaş parçaları, bir kaç parça ince sabun, tebeşir, makas, iplik olan bezle kaplı masanın önünde yan yana…

Yorum Bırak

Normal

“Normal koşullarda üç, bilemedin dört ay diyebiliriz.” İyi dedin de, bundan sonra normal diyecek bir şey kalmaz ki bende. Zaten karşımda tek başına otururken cümleni çoğul bitirmen beni pek de rahatlatmadı bilesin. Hadi onu da boşver anasını satayım, o ‘bilemedin’ dediğin bir ayda neler yapılır fikrin var mı? Günde iki saatten altmış saat denizi izlersin, sıkılırsan üç ortalamayla doksan kilometre yürürsün onun yerine. Otuz rakı sofrasında beşer kişiden yüz elli kadeh tokuşturur, keyiflenirsen ikişerden yüz şarkı söylersin. Boynunda sevgili nefesiyle otuz kere uyur, taze çay kokusuna otuz kere uyanırsın. Günaşırı desen on beş kere banyo yapar, haftasonlarını pas geçsen yirmi…

Tek Yorum

SYKLMLR Fanzin 3. Sayı Çıktı

Ocak 2014’te ilk sayısını çıkarttığımız SYKLMLR Fanzin’in 3. sayısını fanzin severlerin beğenisine sunduk. İstanbul Kadıköy Akmar pasajı Sosyal Kitabevi ve Mephisto Kitabevi Beşiktaş Şubesi’nden başladığımız dağıtım başka iller ve kitabevleriyle devam edecek. Fanzini dağıttığımız mekanların güncel listesine buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz. Dağıttığımız mekanlara ulaşmakta güçlük çekenler veya önceki sayıları da edinmek isteyenler iletişim sayfasından bizimle irtibat kurabilirler. SYKLMLR Fanzin’i kendi basıp dağıtmak isteyenler buraya tıklayarak tüm sayıların baskıya hazır PDF’lerine ulaşabilir. Fanzin: (isim, ing.) fan+(maga)zine, Finansal ve hiyerarşik yapılardan uzak, alternatif basılı materyeldir. Belirsiz aralıklarla çıkan fanzinler genellikle fotokopi ile çoğaltılarak satış amacı güdülmeden dağıtılır.

Yorum Bırak

Yazın Günler Çok Uzun 2

Cenazeni almaya kimsenin gelmemesiyle, cenazeni almaya gelen olmaması aynı şey gibi geliyor ama değil. İlki sanki alacak birileri varmış da bir tanesi bile gelmemiş hissi uyandırıyor. Ama diğerinde mutlak bir yokluk hali var. Yolda bunu düşünüyordum. Önce cenazeyi almaya kimse gelmemiş diye geçti aklımdan. Sonra kendimi düzelttim. Cenazeyi almaya gelen yoktu. Adamın öldüğünü haber verecek kimse yoktu. Sonra kimsesizler mezarlıklarını düşündüm. Bir kimsesizin mezarı kaç yıl muhafaza ediliyordu? Ne kadar zaman sonra düzeltilip bir başka kimsesiz bedenin gömüleceği yeni bir mezar oluyordu? Nihat Melik Duraner. Cenazeyi bulduğumuzdaki hal ilk bakışta açık bir intihar görüntüsüydü. Ölü bedenin başucundaki kağıt topundaki özen,…

Yorum Bırak

Ördek başı yeşili kadife ceket ve Schrödinger’in kedisi – 9

(Sonlarda bir yerlerde, en sonunda belki) – Bak Ömür! Su 100 derecede kaynar derler ya.. doğru değildir bu. Nerden biliyorum bunu. Çay severim ben. Gittiğim her yerde çay demlerim. Çaydanlığa suyu koyarım kaynamasını beklerim, hiç bir zaman aynı zamanda kaynmaz bu sular. Haa diyeceksin ki, o bir atmosfer basıncında 100 derecede kaynar diyeceksin. hani vardı ya NŞA yani neşeli anlarda, yani normal şartlar altında. Aslında bu da hikaye. Kaynamaz arkadaşım. Ben biliyorum. Bu yüzden çay ne zaman güzel olur, demlediğim çaylar ne zaman bir birine en yakın tatta olur onu da sadece ben bilirim. Senin rakılar gibi. İçtiğin rakıların hiç…

Yorum Bırak

Ördek başı yeşili kadife ceket ve Schrödinger’in kedisi – 8

Tahsin’in dediği: … “Hayatı ertelemek nasıl bir şey” Yeni kolileri eve çıkarıp diğer boş olanların yanına koydum.. Çıkarken balkon kapısını ve pencereyi kapatmadığımdan içerisi iyice soğumuş, ancak içerideki sigara kokusu gitmişti.. Balkon kapsını kapattım, pencereyi yarı açık bıraktım.. Salondaki doldurduğum kutuları boş odaya taşıdım.. Defterlere yine dokunmadım.. Önümde uzun bir gece, muhtemel bir migren atağı daha vardı.. Kitaplıktan birkaç rafı daha salona taşıyıp, kutulara doldurdum. Bu kez doldurduklarımı salonda bekletmeden hemen boş odaya diğerlerinin yanına taşıdım. Kaç aydır hiç açmadığım televizyonun yanındaki kutuyu ve kırmızı radyoyu yerlerinden kaldırmadım. İşyerindeki eşyaları o kutuya nasıl sığdıracağımı, odadan nasıl çıkacağımı kaç yıl önce…

Yorum Bırak

Ki ben deli değilim

Bura çok sessiz. Yani, deliler için bile. Tamam mı? Ki ben deli değilim. Yani, sayılmam, deli. Ben senin için diyorum. Anlatabiliyor muyum Latif? Senin için bile çok sessiz bura. Düşün, ben n’apayım? Deli olmadığım için bu kadar sessizlik yani. Ki sen delisin, sen alışıksın bu kadar sessizliğe, senin için bile çok bu kadar sessizlik. Şu gezme saati gelse de gezsek biraz Latif. Delireceğim burada. Oha ayak sesi. Oh hoh hoh. Ayak sesleri geliyor Latif. Birileri geliyor geçiyor. Gelip geçilen bir yerdeyiz, ki şanslıyız. Aslında, yani, sen deli olmasaydın da mesela başka biri deli olsaydı, ziyarete gelseydik onu. Biz de böyle…

Yorum Bırak

ÜSTÜ KAPALI – 1

1. karanlık bir gündüz seçtin seyrini sormak için kollarımı kavuşturdum dinledim seni ilk aşklardan söz ettin adını unuttuğum korkulu hikâyeler arar gibi anlattın anlattın kördüğümü, karanlığı dinledim hiçbir yere çıkmadı yıkılmış güzergâhlar duruyor ilk günkü gibi taptaze ve karanlık aramızda yüz bin yıllık ihanetin zehiri korkma sana yazmadım bu şiiri.

Yorum Bırak

ÂLEM-İ MENÂM

1. – Reenkarnasyona inanıyor musun? Nereden çıktı şimdi bu soru? Çok gergin bakıyor Elif. Anlatacağı şeyle ilgili olmalı. Hâtta anlatıp anlatmamakta kararsız sanki. Hiç bu kadar huzursuz görmemiştim onu. – İnanıyorum. İnanmak istiyorum. Bir çeşit adalet inancı aslında bu. Tek yaşamlık şanslar ya da şanssızlıklarla bitmiyor olmalı her şey. Öyle olsaydı çok saçma olurdu. Çok zalimce olurdu. Hadi diyelim bu dünyada gerçekten bir sınava tâbi tutuluyoruz. Farklı şartlarda farklı yöntemlerle sınanıyor olmalıyız ki sınav adaletli olsun. Bir süre daha hiçbir şey söylemeden daldı gözleri. Neden sonra derin bir nefes alıp anlatmaya koyuldu. – Benim yılda birkaç kez gördüğüm bir rüya…

3 Yorum