Seni daha önce de gördüm.
Hayal gibi olmasa da, bir telaşla yürüyordun yine bir soru gibi… “Bana doğru”ydun belki, hissetmesem de… Yine… Sözlerin, tanıdık geliyor sesin susuşun, sanki yıllar önce bir yerlerde bıraktığım bir sevgili, sanki hep benimmişsin de bir şey bitmiş gitmişim gibi, ama yine de, seni deli gibi, seni sevmişim gibi… Seni daha önce de gördüm.
Unutulan bir şey varmış, sanki, aramızda kalmış, “sus!” denmiş bir şeye “eskidin!” denmiş, dönüp arkasını gitmiş, aramızdan sıyrılıp, “ikimize” dokunup, susmuş bir yerlerde, biz de susmuşuz sonra, “biz” yıllarca konuşmamışız daha… Çocukmuşuz, vaktiymiş, yine çocuğuz gibi… Seni daha önce de gördüm.
Öyle bi küsmüşsün ki konuşmamışsın artık; sesini unutmuşum konuşmamışsın, yüzünü unutmuşum konuşmamışsın, saçını unutmuşum konuşmamışsın, adını unutmuşum konuşmamışsın, bir gün bir yerin acımış gibi, “ah!” demişsin, hatırlamışım. Affet! Seni daha önce de gördüm.
Bir şeyin kalmış bende, bir şeyin, yıllarca taşımışım, saklamışım, sevmişim, seni sevdiğim “gibi”… Sonra seni bulur gibi olmuşum, seni, hiç umutsuz, güçsüz, sessiz, bulur gibi olmuşum, en olmadık zamanda, bakmışım uzun uzun, bir şey gelmiş aklıma, korkmuşum! Tanır gibi olmuşsun, sanki, yorulmuşsun, adımı unutmuşsun… Seni daha önce de gördüm.
Özlemişsin, onun içinmiş sızın, yeter artık demişsin, yıllardır aramışsın, en sonunda burada, bu en olmadık yerde, gözünü karartmışsın, ellerime dokunmaya gelmişsin, dokunmamışsın. Çala kalem bir sevdayı çizip vermişsin bana, yanlış anlamışım, susmuşum. Seni daha önce de gördüm.
Tanıdık bir yanın var, hiç yoksa sesin… Ne hakkında konuşmuşsak, duymuşum, en içimde… Her neden bahsetmişsen sevmişim gibi.
Sanki…
Seni daha önce de gördüm.
Yorumlar