İş çıkışı kaldırımlarda dans eden çiftler görebilir miydik? Gün batımında şarkı söyleyen kızlar oğlanlar da olur muydu? Kaç kişi öpüşür sokaklarda, kedinin bokunu sakladığı gibi kapalı kapılar ardına gizlenmektense. Sen kaç insan gördün söven, kavga eden; kaç insan gördün öpüşen? Sokağa çıktığında nasıl bir şehir bekliyor seni? İçine derin bir soluk çekip rahatlayabiliyor musun? Artık güzel bir şey görmek istiyorum. Yüzeysel, tamamen görüntüler dünyasına ait ve ilk bakışta baştan çıkaran. Salakça mutlu etsin beni. Dünyaya ve insana estetik bir görünüm vermekten o kadar uzağız ki. O asıl aldırmamız gereken iç güzellik denen şeyin ne kadar nadir olduğunu anlıyoruz.
Odana astığın resimle ne harika olduğunu kanıtladın, hele o küçük heykelcik. Yasadığın şehri düşündün mü hiç? O kablolar, inşaatlar, karmakarışık apartmanlar yığınını. Bu kaotik köyün görünümü ve mobilya aksesuar mağazalarının şatafatı arasındaki zıtlık. Sıcak, sevecen, toplumsal olan biz doğulular mıydık? Şehirlerimizin hali yalanlıyor bu turizm sloganını. Bizim en yakınımız ailemizdir. Bu kan bağı bu iki yüzlü sırtlan suratlı hemşehrilik bağları bu akrabalar. Daha ötesi var mı? Temel örgütlenme biçimi kan bağıysa, en sonunda dönüp dolanıp sığındığımız koy aileyse, bir goril sürüsünü ne kadar aştık? Siz tekerlekli sandalyeyle dolaşılabilecek bir şehir söyleyin bu ülkede. Avcı sürüye yaklaşır. Bütün bireyler kaçar. Sakatlanmış olan kaçamaz. Diğerleri bu seferlik kurtulmuştur. Bir goril sürüsünü ne kadar aştık?
Yorumlar