“Okudum” diye yanıtladım. Derin bir nefes çekip söze nasıl gireceğimi düşündükten sonra, “Metin” dedim, “Zehra’yı çok merak ettim, sende bir fotoğrafı var mı?”. Metin dudaklarını buruşturarak makul bir süre düşündükten sonra, “Bilmiyorum hocam, bir bakmam lazım” diyerek yanıtladı sorumu. Ürkütmekten, sorguya çekiliyormuş hissine kapılmasından çekinerek “Tamam, bir bakarsın, bulursan bir sonraki görüşmemizde yanında getir. Merak ettim gerçekten” diye ekledim. Ardından da Zehra’yla şu yolculuğa çıktıkları arabasının markasını sordum.
Belli ki bu soru çalışmadığı yerden çıkmıştı Metin’in. Yüzündeki, bir yandan bilmiyorum diyen, bir yandan şüpheyle düşünmeyi sürdüren o ifadeyle uzun uzun bana baktı. Kendi yarattığı gerçeklik içerisinde bir nirengi noktası aradı sanıyorum. Büyük ihtimalle kendi dünyasının duvarlarına çarpıyordu o sırada. Kapı sandığı yerdeki taşların üzerinde elini gezdiriyor veya bir köşede oturmuş ağlıyordu. Çıkış yolu bulamayınca sinirlenerek ayağa kalktı “yahu Hocam” dedi, “ne alakası var şimdi arabanın iki saattir anlattıklarımla?”. Üstüne birkaç şey daha söyledi tabii. Sakinleştirmeye çalışsam da işe yaramadı. Defterlerini önümden bir hışımla kapıp, “amaaan” diyerek çıktı odadan.
-Son-
K. Sinan Küçük ve Tolga Öztürk‘e teşekkürler.
"Metin Üzerinde Çalışmalar" tefrikasının tüm parçaları:
- Metin üzerinde çalışmalar / 1
- Metin üzerinde çalışmalar / 2
- Metin üzerinde çalışmalar / 3
- Metin üzerinde çalışmalar / 4
- Metin üzerinde çalışmalar / 5
- Metin üzerinde çalışmalar / 6
- Metin üzerinde çalışmalar / 7
- Metin üzerinde çalışmalar / 8
- Metin üzerinde çalışmalar / 9
- Metin üzerinde çalışmalar / 10
- Metin üzerinde çalışmalar / 11
- Metin üzerinde çalışmalar / 12
Merhaba
Blogunuzu kesfedeli cok olmadi.
Sikilmadan okuyorum.
Diger oykuyu cok begendim, yureginize saglik.
Bu oyku de guzel ama sonunda acik kalmis.
Oykulerinizin devamini diliyorum.
Övgün ve eleştirin için çok teşekkürler Deniz.