Şu sokak köpekleri ne kadar bilge bakarlar. Tekme atan adam, insan olduğunu ispatlıyor bir şekilde. Kızartıp yiyorum her gün kuzucukları, tavukları. Pek de güzel oluyor. Benim en büyük utancım bir kurbağanın kafasına işemiş olduğum gerçeği. Affet beni tanrım, kurbağa affetmez nasılsa. Yaz tatili yaptığımız kampın uyduruk bir tuvaleti vardı. Gece yarısı girdim. Ses duyunca delikten içeri baktim. Söz konusu kurbağa gözlerini bana dikmiş bakıyordu. Sıçrayamayacağı kadar derin lanet çukur. İşedim. Tam kafasının üstüne tazyikle işedim. Vırakladı, çırpındı. Belki ısınmıştır. Arkama bakmadan kaçtım oradan.
Kırlarda otlayan inekleri yerken acımıyorum da neden bu kurbağa rahatsız ediyor beni? İnsan bok çukurundaki kurbağanın yerine daha kolay koyuyor kendini. Bazen düşünürüm kendimi o çukurda. Nemli hela kokusunun içinde gözlerimi yukarı dikmiş beklerken. Ve gök yüzünü de görmeliyim ben. Yıldızlarla donatılmış geceyi izliyorumdur üstü açık heladan. Biri gelir kurtarır mı beni? Bildiğim her insanın kafasının tam ortasına işenmiştir.
Yorumlar