Yak at. Yak at. Ömür dediğin ez bırak.
Ve öyle boştur içi. O kadar inançsızdır öğretmenleriniz her şeye. Bırakmanın en iyi yolu başlamamak derler. Hepsi ağır çekim bir intihardan ibaret. Öğretmenler, çocuklar, sevgililer, anne babalar öldürüyor kendini yavaş yavaş. Saklayarak bu isteklerini sevdiklerinden, öldürüyorlar kendilerini. Çünkü biliyoruz hepimiz, o kadar güzel değildir hayat. Beklediğimiz gibi çıkmamıştır ve bunu birbirimize itiraf etmekten hoşlanmayız. Ve biraz da bizim ve herkesin suçudur bu. Bizim ayıbımızdır yani.
Başlarsın, iradedir. Vazgeçer bırakırsın, intihar kararından geriye…
Sigara bu hayatta sevdiğim bir iki şeyden biri oldu galiba. Ondan vaz geçişimi anlatmak isterim. Yani ilgilenirseniz, sizi veya kendimi bir şeye ikna etmek gibi bir niyetim yok. Bu az çok intiharla ilgili, ”felsefenin sorması gereken ilk soru” yani, insan neden sigara içmemeli, veya içmemeli mi? Biraz insan doğasıyla ilgili, beynin yapısıyla ilgili, annenizle ilgili, annenizin sizi sevip sevmediğiyle ilgili. 35 yaşında doğurduysa sizi, bebek ağlamanıza bakıp nerden doğurdum bunu diye düşünüp düşünmemesiyle ilgili. Hayatta kalmak istemenizle, bunu hak edip etmemenizle ilgili. Sigarayı sonuna kadar savunmak mümkün, yermek çok kolay. Bırakmak en kolayı. Ben bıraktım ve şimdi bunu tartıyorum. Ben sigarayı niye bıraktım? İşte böyle düşünürken daima üzüntülü ve hayal kırıklığına uğramış annemin yüzüne giden bir öykü çıktı, garip sigarasızlık sendromlarıyla birlikte.
Ortalama 2-2,5 paket / gün uzun lark sigarası. Burdan başlayalım, bittiği noktadan.
"İzmarit Günlüğü" tefrikasının tüm parçaları:
- İZMARİT GÜNLÜĞÜ – 1
- İZMARİT GÜNLÜĞÜ – 2
- İZMARİT GÜNLÜĞÜ – 3
Yorumlar