Paslanmış bir annedir bu kuytu inşaat.Birbirini zehirleyen ve kustuklarıyla besleyen, zehirli bir yarasa kardeşliği yaşar burada.Nemli ve karanlık köşelerde variller, yerlerde çiviler, henüz çerçevesi takılmamış, sıvasız tuğla pencereden dünyaya bakmak, karanlık bir mağarada baş aşağı tutunmuş yarasalar gibi zamana asılmış, boşvermiş.İnşaat bir bataklık gibi çeker çocuğu, zamanı ve her şeyi yavaşlatarak, dünyadan beklentilerini eksilterek.Sanki inşaatın çocukları bilirler, bu durgunluk bozulmak zorundadır, hayatları sarsılacaktır.İnşaat köşelerinde bilmem nedir çeken bizi, bazen tinerci bir çocuk, bazen uslu bir öğrenci, bazen bir şeker için bile kandırıldığımız söylenir.Kocaman, karanlık ve yarın içinde mutlu aileler yaşaması umud edilen bu boş, çakıl ve çimento yığılmış uğuldayan koridorlarıyla, kaygan gölgelerin her tehlikeyi sakladığı, pas tutmuş bir annedir inşaat.Evlatlarını yutmak ve zehirlemek için, onları karnında sonsuza kadar dondurmak ve belki buz tutmuş palamutlar gibi öyle kaskatı bekletmek ve üç beş kuruşa satmak için karnına çağırır.Ayartarak çağırır, doyurmak için mi düzüşmek için mi çağırdığı ayırd edilemeyen ahlaksız bir anne gibi.Tinerciler, sapıklar, eroinmanlar, fahişeler, torbacılar, her türlü gizli saklı işin adamı, bir de evet, nedense evet bazı çocuklar onları çağıran her neyse inşaat köşelerinde bulur kendini.Boyasız duvarlara tutunup yarasalar gibi, bilinmez bir emir beklerler, hepsi başka biçimde oraya toplanmış kardeşlerdir.Kimi bali koklamaya, kimi karı sikmeye, kimi ot satmaya, kimi heyecan için, kimi meraktan, kimi güvenli olsun diye gelmiştir.Sonra inşaat belirsiz biçimde kıpırdanır, bunu hiç bir göz göremez, ses çıksa da anlayan çıkmaz, anne işareti verir, yavrular aniden birbirine saldırır, birbirinin kanını emer, birbirini siker, soyar, döver, öldürür, çiviler saplanır, dişler kırılır, kıçlar kanar, paralar el değiştirir.İnşaata niye geldiklerini bile hatırlamıyorlardır, zaman farklı bir hızda akar, dünyanın kuralları dünyada kalmıştır, birden ayılmış gibi sonra yavrular kaçışır, ışığın tonu değişir, sesler ve saat normale döner, o ağır koku tazelenir ferahlar, sanki hiç bir şey olmamıştır.İnşaat, bazılarının paslı annesi, yaşlı ,arsız ve uğursuz bir kadın gibi gülmektedir arkalarından.Sıvası, boyası, kalebodurları tamamlanınca içine girecek mutlu aileler beklemeye başlar inşaat, sanki bir zamanlar toprak demir kan ve ter ve tükürük ve meniyle karılmamıştır .Temizlenir ve çocuklarından kurtulur, o daha fazla çocukların anneliğini üstlenmeyecektir, çocuklarsa artık var olmayan paslı bir annenin yasını tutar.
İNŞAAT KÖŞELERİ
Kategori: DÜZ YAZILAR
Yorumlar