çuvallamanın resmiydi picassovâri
öncelikler kaldı ardımızda, bit yenikleri
verilmiş sözler mi gelmişti de gülmüştük
sönerken ışıkları perdelerin
sonralıklar yanmıştı kaldırım banklarında
kaldırımlar bütün bir sonbahardan kalma
usangaç ölüsüne dünyalar yağan
ne bilsin ki çay bardağı kadınlar düşlenecek
sessizliğin de sustuğu o saatlerde
derin harfler düşülecek inceden inceye
soğumuş rüyaların cinnetinden cayarak
yine de susmamak gerek buna da şükür
hem kısaca yukarıdayız bir şeylerden!
yanımız yöremiz dışkünler yurdu
yine “çağrılıyoruz”, yel alsın, ne yapardık?
yine de içerdeyiz!
o kadar ol-masak da
belki de
o yalandık…
Yorumlar