“Arzu uyandırmak gerekmezdi. Arzu ya kendisini uyandıran kadındaydı, ya hiç yoktu. Ya daha ilk bakıştaydı ya da hiç bir zaman varolmamıştı. Cinsellik bağlantısının dolaysız olarak anlaşılmasındaydı ya da hiç bir şey değildi. Bunu da , aynı biçimde, daha denemeden öğrenmiştim” der, M. Duras, Sevgili’de…
Neptün Hanım’ın şarapları enfes. Özellikle chardonnay’ı. Çiftleri şehre bıraktık. Kaptan, ben, Meliha ve Neptün Hanım taş evli bağda iki gündür durmadan şarap deniyoruz. Kaptanla ben fazla deniyoruz ki Meliha bizi uyarıyor. Arada taş fırında pizzalar yapılıyor. Dördümüz verandada gündüz bağ çubukları, akşam yıldızlara karşı … içiyoruz. Neptün hanım bir merlot açıyor, hizmetlisi (aynı zamanda dünyalığı) incir tatlısı getiriyor sıcak sıcak. Kaptan ile Meliha kaş- göz işareti ile anlaşıp yürüyüş bahanesiyle ayrılıyorlar yanımızda soteye doğru. Neptün Hanım onlar gittikten sonra içeri girip bir puro ve makas getiriyor bana. Kendisi de piposunu yakıyor. Vanilya kokusu ve ağır cigar dumanı kaplıyor ortalığı. Eteklerini bacak arasında toplayıp ayaklarını uzatıyor sehpanın üstüne. Başını havaya kaldırıp ağır dumanlar salıyor. Eğilip öpüyorum ojeli parmaklarını. Ayağa kaldırıp beni öpüyor sıyırdığı gömleğimin altından.
çalıyordu beynimde o sırada, daha az burada daha çok yok iken. Bir ben daha düşü. Bırakıldığı yerden sarılmak, çok, ona …peşimi bırakmaz yalan gerçekler , yasemin kokusu, unuttururken…
Yorumlar