– Durup dururken gidiyordun bazen. Bazı tahminler yürütsem de, pek bir anlam veremiyordum. Bir şey de söylemiyordun çoğunlukla. Söylediklerinse, anlaşılmaz, saçma şeylerdi.
– Durup dururken mi?
– Duruyorduk…
Alelade bir yorgunluk olmadığını sezmiştim hemen. Hiçbir şeye benzemiyordu bu. En önemli farkı şuydu: Bundan bir şeyler çıkacaktı, doğacaktı, mutlaka! Sanırım, üzerinde ilk etraflıca düşünüşüm buydu. İlk “deneme” için önemli bir saptamaydı. Ama diğer yandan, bu, “saptama” sandığım şey, aslında ileride olacakları, daha doğrusu, ileride düşüneceğim şeyleri yönlendiren (belki saptıran, örgütleyen, hattâ belirleyen), bir gelişmenin başlangıcıydı. Böyle olduğunu düşünüyordum. Ve bu noktadan sonra, büyük ihtimalle, “düşünen” artık şimdiki zamandaki ben olmayacaktım. Yönlendirenin yine “ben” olması, sonucu değiştirmiyordu. İnanmıştım işte, buradan “bir şey” çıkacaktı…
Yorumlar