– Konuşmalarımız hakkındaki ayrıntıları unutmaya başladığımızda korktuğumu ya da en azından şüpheyle dolduğumu itiraf etmeliyim. Hattâ (ayrıntı denemez buna herhalde), neyi, hangimizin söylediğini bile karıştırır olmuştuk bir süre sonra.
– Senin de fark etmiş olmana yine şaşırmadım.
– Yine? (Yine…)
Bu sonuca varmam beni biraz rahatlatmıştı. Şaşırtıcı bir durumdu yine. Kaçıp kaçmamaya karar vermek, nedenimin önüne geçmek üzereydi demek ki. Hangisinin daha sıkıntı verici olduğunu düşünmekten kendimi alamadım bir süre. Sonunda, bu ikinci durumu, nedenimin üstüne inşa ettiğimi anladığımda açıklık kazanmıştı her şey. Böyle bir karşılaştırma anlamsızdı, olanaksızdı… İkincil’i yaratan birinci’ydi zaten. Kendi içinde yeni bir tartışma konusu yaratmak üzere olduğumu fark edince ayıldım. Her şey bu noktadan başlıyordu belki de. En azından, “böyle” bir noktadan…
Yorumlar