İçeriğe geç →

ZİNCİRLERİNDEN İBARET KÖLELER

Bir hafta sonu kuyruklarda bekleyerek, üstelik düdük de ötmeden granit kaplı binadan içeri girip, yürüyen merdivenlere bindiğimde, beyzbol şapkalı adamlar, tavukları çok çeşitli yerlerinden parçalayıp kızartarak ve menüleri kovalara acilen atarken, üstelik alışveriş ederken ve hatta yürür dahi gezerken dönüyordum ki, akın akın kapılar doluyordu üstüme. Bense oradan kaçıyordum ve mısır taneleri bardaklara, dondurmalar külah değil kağıt kutulara konar olmuştu, olabilirdi.

Bazı adamlar açtı, bazı adamlar hem aç hem kadına açtı ve bu ayıp mıydı? Bazı kadınlarsa çıplaktı. Adamlar bakınca, ayıp kadınlar çıplanınca ne olurdu? Bazı kadınlar da açtı ama aç kadınlar edebiyatımızda yeterince işlenmemişti. Kadınıyla erkeğiyle insanların yüzüne garip bir açlık ve dur bakalım ne mal olduğun meydana çıkar elbet ifadesi konmuştu. Bu artık her yerde böyleydi ve gerektiği zaman kaba gerektiği zaman nazik olamıyordu insan, artık kabaydı.

Hükümetten aldıkları kömür yardımını bozdurup da mı cep telefonu alıyorlardı, yoksa millette ne para mı vardı? Mezar fiyatları çok yükselmişti. Özellikle müslüman mezarlığındakiler bilhassa artmıştı. Dolmuş kuyruğu vardı ve ben mezar satıp Bodrum’da yazlık alsam keşke, ailem zengin olsa diye düşünür dururdum.

İyisi mi dedim lig tv’den maç satın alayım bir de bira açayım. Stad kalabalıktı, 20 bin kişi vardı ama 300 bini dışarda kalmıştı. Bu kadar insan için bir tane cumartesi günü yetmiyordu. O insanlar gece 12’den sonra hala sokaklarda bağırıyordu: Avrupaa avrupaaa duy sesimizi, ”cumartesiden içeri alın bizleri”.

Zincirlerinden ibaret köleler…

Kategori: DÜZ YAZILAR

Yorumlar

Yorum Yap >>