İçeriğe geç →

Yazar: Ömür F.

Sana Hiç Dolmakalemi Anlattım mı? -6

Söylenmemiş şey susulmuştur. Ya da Bir şey ya söylenmiş ya unutulmuştur. Açık arttırmalarda, antikacılarda, dip köşe sahaflarda, sosyete pazarlarında, hırsız mezatlarında susturulmuşların peşine düşüyorum. Akrilik ya da reçine, alüminyum, çelik, cam, lame, ebonit, maki, uruş cilalı gövdeli; Altın, paslanmaz çelik, alüminyum, paladyum, rodyum uç yapılı; Vakum, kartuş, aerometrik, buton, bulb, damlalık, piston, geri çekmeli, konvertor, dalgıç ile doldurulabilen; Gömülü, daldırmalı, çivili, esnek, yarı esnek, italik, kaligrafik, fine, medium, bold, oblik, müzik, çift ton uçlu; Gövdesi çatlamış, uçları/ klipsleri kırılmış, bükülmüş, yamulmuş ve de incinmiş, tezyinatları eskimiş/ aşınmış, filigranları dökülmüş/sökülmüş, kaplamaları atmış, mürekkep pencerelerinde sızıntılar olan,  hava kanalları tıkanmış, lastik keseleri…

Yorum Bırak

MÜNKAT

Her sabah olduğu gibi saat 07:40’da alarm çalmadan uyandı. Mutfağa geçip kahve makinasının tuşuna bastı. Kahve hazır olana kadar yüzünü yıkadı. Günün ilk kahvesiyle iki dal sigara içti Mutfakta. Günün ikinci kahvesiyle tek dal sigara daha içti. Balkonda. 08:35’de duşa girdi, traş oldu, dişlerini fırçaladı. Kurulanana kadar bir sigara daha içti. Salonda. Bej rengi bir pantolon, açık mavi bir gömlek giydi. Gömleğinin kollarını sıvadı. Üç kez. Bilgisayarını, kitaplarını, defterlerini topladı çantasına. Gözlük camlarını sildi. Bir kahve, bir sigara daha. Berjerde. Kahvaltı etmedi. Çıktı. 09:05’de daireye vardı. Odasına girince kapısını kapattı, bilgisayarını açtı, önündeki iş listesini göz ucuyla kontrol etti, günün…

Yorum Bırak

Pano’nun Düşü: “antio”

           “Çiçeklerimi vazolarıma yerleştirdim  onları küçücük bir sonsuzluğa borçlandırarak  yukarı çıktım     her yanı gözden geçirdim bir bir  …  ve dedim: sanki bir tanrı mevsimiydi, hiçbir zamandı ki her şey yepyeniydi, biraz şaşırdım.” (Edip Cansever/ Otel Oteli)    Bir zaman sonra; Efrahim, Frenk’in batakhanesinde barbutta tüm parasını kaybedip üstelik borçlanınca hırsından soluğu Artin’in Çukur Meyhanesi’nde aldı. Afyonlu şarapları yuvarladıkça daha da  hırslandı, hırslandıkça daha da içti. Ağzı yüzü yamulmuş Eleni’nin evine vardı. Eleni “param yok” dedikçe daha çok vurdu, vurdu. Yere düşünce de tekmelemeye devam etti. Bütün evi dağıttı. En son kapıdan çıkarken yerde yatan…

Yorum Bırak

Pano’nun Düşü: “periméno”

“Ölüler dirilirdi. Çıkamazdım ki otelden.  Ben otelden hiç çıkamazdım ki  Her şeyi bilen bir adam gibi gelip geçerdi Kış Ve hayaletler halinde kuş sürüleri Gündüz ve gece…” (Edip Cansever/ Otel)   Birkaç gün sonra Efrahim,  Cité de Péra’da, arkadaşları ile yiyip içip eğleniyordu. Karşı masadaki  Anna ona bakınca göz kırpıyordu. Eleni o akşam da giyinip süslendi. Efrahim’in en sevdiği mezeleri hazırladı. Tatavla’daki evinde, pencere önünde, elinde likör kadehiyle beklerken uyuyakaldı. Leon otelden hiç çıkmadı.    

Yorum Bırak

Pano’nun Düşü: “protimisi”

“Giriniz Giriniz, giriniz Elbette, tam zamanında geldiniz Sardunyalar sardunyalara akarken Günler tane tane günlerimize sarkarken İç içe geçmiş bardaklar gibi … Düşlerde görülen bir başkasının düşünden Neden olmasın siz de geçiniz. Geçiniz Geçiniz, geçiniz Üstelik tam zamanında geldiniz -Az önce, biraz sonra ve şimdi- Yani vakitlerden bir dokunma vakti Ne güzel, hep birden çıkageldiniz…” (Edip Cansever/ Bir Otel de Sizin Adınız)   Efrahim karısı onu terk ettikten sonra soluğu Eleni’nin evinde aldı. Hırlaya hırlaya, böğür böğüre, salyalarını saça saça boşaldıktan sonra Eleni’nin göğsüne kapaklandı. Hüngür hüngür ağlamaya başladı. Eleni ona sarıldı. Kaşlarını, burnunu öptü. Saçlarını okşadı. Giderken bıraktığı parayla ona, …

Yorum Bırak

FOLEY

İnsanların,  insanlara teması sonucu çıkardığı bütün sesler, İnsanların, eşyaya teması sonucu çıkardığı bazı sesler, İnsanların,  hiçbir şeye teması sonucu çıkardığı- hep ama her- her ama hiç- sesleri… Bütün  olumlandırmalarımı değillendiriyor. Bazı değildirlenmelerimi ise  ya gerçek ya da mümkün kılıyor. İşte; Bu tepetaklaklık hali  midemi bulandırıyor. Kusuyorum… Bulanıyor.

Yorum Bırak

TAFÎR

Her sabah olduğu gibi saat 07:40’da alarm çalmadan uyandı. Mutfağa geçip kahve makinasının tuşuna bastı. Kahve hazır olana kadar yüzünü yıkadı. Günün ilk kahvesiyle iki dal sigara içti Mutfakta. 08:20’de eşini uyandırdı. Günün ikinci kahvesiyle tek dal sigara daha içti. Balkonda. 08:35’de duşa girdi, traş oldu, dişlerini fırçaladı. Kurulanana kadar bir sigara daha içti. Salonda. Bej rengi bir pantolon, açık mavi bir gömlek giydi. Gömleğinin kollarını sıvadı. Üç kez. Bilgisayarını, kitaplarını, defterlerini topladı çantasına. Gözlük camlarını sildi. Bir kahve, bir sigara daha. Berjerde. Kahvaltı etmediler. Eşi de bu arada hazırlandı. Giyindi, saçlarını taradı, makyajını yaptı, parfümünü sıktı. Çıktılar. 09:05’de daireye…

Yorum Bırak

TEMRİN

Her sabah olduğu gibi saat 07:40’da alarm çalmadan uyandı. Mutfağa geçip kahve makinasının tuşuna bastı. Kahve hazır olana kadar yüzünü yıkadı. Günün ilk kahvesiyle sigara içmek istedi, balkonda. Gömleğini  arandı, buldu. Üst cebinden çıkardığı paketin boş olduğunu gördü. Buruşturup attı mutfak tezgahına. 08:20’de eşini uyandırdı. Günün ikinci kahvesiyle de sigara içmek istedi, mutfakta. Tezgahtaki boş pakete  baktı. 08:35’de duşa girdi, traş oldu, dişlerini fırçaladı. Kurulanana kadar bir sigara daha içmek isterdi, salonda. Bej rengi bir pantolon, açık mavi bir gömlek giydi. Gömleğinin kollarını sıvadı. Üç kez. Bilgisayarını, kitaplarını, defterlerini topladı çantasına. Gözlük camlarını sildi. Sigarasız bir kahve daha, berjerde. Kahvaltı…

Yorum Bırak

MU’TEZİL

Her sabah olduğu gibi saat 07:40’da alarm çalmadan uyandı. Mutfağa geçip kahve makinasının tuşuna bastı. Kahve hazır olana kadar yüzünü yıkadı. Günün ilk kahvesiyle iki dal sigara içti. Balkonda. 08:20’de eşini uyandırdı. Günün ikinci kahvesiyle tek dal sigara daha içti. Mutfakta. 08:35’de duşa girdi, traş oldu, dişlerini fırçaladı. Kurulanana kadar bir sigara daha içti. Salonda. Bej rengi bir pantolon, açık mavi bir gömlek giydi. Gömleğinin kollarını sıvadı. Üç kez. Bilgisayarını, kitaplarını, defterlerini topladı çantasına. Gözlük camlarını sildi. Bir kahve, bir sigara daha. Berjerde. Kahvaltı etmediler. Eşi de bu arada hazırlandı. Giyindi, saçlarını taradı, makyajını yaptı, parfümünü sıktı. Çıktılar. 09:05’de daireye…

Yorum Bırak

GERÇEK-10 / ZATEN-2

Korkunun tam da kendisi, korkulan. Lal ustası! Dillendirilmezse en adi yalan. Dillendirildiğinde ise en basiti… (bu yüzden inanılmayan) Gerçek… ; basit bir yalan. (“öyle bir yalan söyle ki tüm ömrüm boyunca sürsün doğruluğu” -denmiştir, zaten.) denmiştir zaten .      

Yorum Bırak

7 dakika

tik-tak-tik-tak-tik-tak Kazanda bir meşe odunu köz oldu düştü, dağıldı. Ekimdi, kasımdı, yağmur vardı. tik-tak-tik-tak-tik-tak Sizin evde pırasa var mıydı? tik-tak-tik-tak-tik-tak Sana hiç dolmakalem anlattım mı? tik-tak-tik-tak-tik-tak Ankara’yı bilenler, Natasha’ yı da bilir tik-tak-tik-tak-tik-tak Sıfıra bölünürsen ölürsün tik-tak-tik-tak-tik-tak Sen bunlardan ye, çok var tik-tak-tik-tak-tik-tak Adnan bizim kasabanın delisidir tik-tak-tik-tak-tik-tak 1373 asal bir sayı değildir tik-tak-tik-tak-tik-tak Küfr eden bendim tik-tak-tik-tak-tik-tak Kutuyu açmadan göremezsin tik-tak-tik-tak-tik-tak Ne büyük yanılgı tik-tak-tik-tak-tik-tak Kuş güzel bir ismet tik-tak-tik-tak-tik-tak Avrupa demek; taş ve su demek, diyorlar…, tik-tak-tik-tak-tik-tak Bir bardak su ister misin? tik-tak-tik-tak-tik-tak Daha çok var mı peki? tik-tak-tik-tak-tik-tak Her horozun götü mü olmalı? tik-tak-tik-tak-tik-tak sabahları balığa ben…

Yorum Bırak

İNKISAM

Her sabah olduğu gibi saat 07:40’da alarm çalmadan uyandı. Mutfağa geçip kahve makinasının tuşuna bastı. Kahve hazır olana kadar yüzünü yıkadı. Günün ilk kahvesiyle iki dal sigara içti. Balkonda. 08:20’de eşini uyandırdı. Günün ikinci kahvesiyle tek dal sigara daha içti. Mutfakta. 08:35’de duşa girdi, traş oldu, dişlerini fırçaladı. Kurulanana kadar bir sigara daha içti. Salonda. Bej rengi bir pantolon, açık mavi bir gömlek giydi. Gömleğinin kollarını sıvadı. Üç kez. Bilgisayarını, kitaplarını, defterlerini topladı çantasına. Gözlük camlarını sildi. Bir kahve, bir sigara daha. Berjerde. Kahvaltı etmediler. Eşi de bu arada hazırlandı. Giyindi, saçlarını taradı, makyajını yaptı, parfümünü sıktı. Çıktılar. 09:05’de daireye…

Yorum Bırak

LÜTFEN ZİLE BASMAYINIZ

Faraş ve pis bir yoğurt kabıyla, evinin önünde, temizlemeye çalışan birikmiş yağmur sularını, yetmişini aşkın bir kadın, her sabah yolumun üzerinde gördüğüm.        

Yorum Bırak

GERÇEK-8 / REDDİYE-3

Gerçek görünür, sağır eden bir gürültü; duyan var, duymayan var. Görünmez, gürültülü bir sessizlik; duyarlar, duymazlar.   Duymasalar da uydururlar. …çalıyordu; duymaz, konuşmaz, susarak uydururken.

Yorum Bırak