anlatmaya kalksam, anlatacağım kişi de, anlatacağım şeye, anlatacağım şekilde dahil olacağı için; ve anlatacağım kişi bunu anlamak konusunda, ama öncelikle de kabullenmek konusunda zorluk çekeceği için; anlatacağım şey, hep anlatmaya çalıştığım ama hiç anlatamadığım, ya da hep anlattığım şeylerden anlaşılmayanların bir özeti, bir toplamı olduğu için; zaten, tam da anlatacağım kişi anlatacağım şeyi anlayamayacağı için anlatacak bir şeyim olduğu; anlatacağım şey benim olduğu kadar anlatacağım kişilerden de kaynaklandığı; ya da anlatacağım şey, anlattıkça var olduğu ve aslında tam olarak anlatmadığım için var olmaya devam edeceği; anlatacağım şeyi kendime bile doğru dürüst anlatamadığım halde her seferinde aynı şekilde yaşadığım için; anlatacağım şey, başkaları tarafından, anlatmayı çok istediğim için anlattığım bir şey şeklinde yorumlanacağı ama aslında anlatmak zorunda hissetmemek için elimden geleni yapacağım bir şey olduğu için; anlatacağım şeyi anlatarak anlatacağım şeyin düzelmesi pek mümkün olmadığı ama daha da ilerlemesi kuvvetle muhtemel olduğu için; hattâ anlatacağım kişi anlatacağım şeyi içten içe bildiği ve kabullendiği; anlatacağım şey, aslında anlatacağım kişilere dair olduğu halde görünüşte bana dair olduğu için; ve ayrıca anlatacağım şey, aslında hepten anlatılamaz bir şey olduğu, anlatılabilir hale gelmişse zaten anlatılmaması gerektiği, ve hattâ hattâ hiç anlatılmaması gerektiği için,
anlatmasam daha iyi…
Bayıldım, tek kelime ile harika… Anlatmak istediğin ama anlatamadığın şeyin, anlaşılamaması’nı anlayamıyorum… Kimbilir kaç kişi vardır hayatta, belki de yıllarını vermiştir anlatmaya çalışarak. Ama anlatamamıştır, anlaşılmamasını da anlayamamıştır.