“çünkü ben buna değerim.” diyor… ne olunca değerli oluyor ki insan, ne yapınca? bir insana, kendisinin değerli olduğunu düşündürten ne ki? “çünkü ben buna değerim.” diyor. kararını vermiş o, değiyor yani, hiç şüphesi yok. çok okuyunca mı değerli oluyor? çok yazınca mı? çok gezince mi? çok kazanınca mı? çok biriktirince mi? çok yiyince mi değerli oluyor? hayat kurtarınca mı? adam öldürünce mi? adam olunca mı?
alalım hayat kurtarmayı… bir hayatı kurtarınca değerli oluyor diyelim insan. neden? çünkü bir hayatı kurtardı. hangi hayatı? falancanın hayatını. falanca değerli biri mi? diyelim ki “değerli biri” olmanın nasıl bir şey olduğunu biliyoruz ve o falanca da değerli biri. e sen değerli bir insanın hayatını kurtardın diye mi değerli oluyorsun? o zaman asıl değerli olan hayatını kurtardığın kişi değil mi? bak işte, hayat kurtarmadan da değerli olunabiliyor?… illa hayat kurtarmak mı lâzım değerli olmak için? o falanca neler yaptı sen biliyor musun? neler yapmış, bilmiyorum? adamın bilmediği şey yok. on beş yaşına gelmeden klasikleri okumuş. okulu dereceyle bitirmiş, mastırını yapmış ingiltere’de, boy boy makaleleri çıkmış, iki tane de roman yazmış. güzel. e niye okumuş o kadar peki, niye yazmış? değerli biri olmak için mi? hayır, faydalı olmak için. kime faydalı olmak için? insanlara. hangi insanlara? değersiz insanlara mı? hem değerli, hem değersiz insanlara. herkese yani. e değersiz insanı değersiz görüyorsa onun için niye okuyup, yazıyor ki? o değersiz insan gelip bir gün onun hayatını kurtarır da değerli insan olur diye mi? yani, n’olur n’olmaz diye mi? diyelim evet. şimdi bir dakika, “insan kendisinin değerli olduğunu neden düşünür?” demiştik. evet? ne evet? öyle demiştik. hayır, ben onu tek başıma demiştim. sen kimsin bu arada? cevap vermeler filan?…
“çünkü ben buna değerim.” diyor… bunu ne zaman fark ettin? yani, kendini bildin bileli bir şeylere değecek bir insan olduğunu mu düşünüyorsun, yoksa belli bir olaydan sonra mı bu hâle geldin? meselâ, bir tarihte bir şey yaptın da, “ben artık bugünden sonra değerli bir insanım” mı dedin, yoksa birileri buna karar verdi de sen de itiraz mı etmedin? kim karar verdi buna arkadaşım? getir o arkadaşı bana! bir şey soracağım.
hadi ben puştun tekiyim ve çıkıp karşına dedim ki “bence sen buna değmezsin.” ne yapacaksın? hayır, nasıl ikna edeceksin bu puştu? sertifikan mı var? belge mi verdiler sana? değerli birileri mi verdi o belgeyi? o belgeyi veren değerli birilerinin belgesini kim verdi peki? değerli birileri mi? yahu sen ne değerinden bahsediyorsun bana? seni satsam kim alır ha? kim alır? söylesene bana bunu? hadi fikirlerin para ediyor diyelim. o para eden fikirlerin faydası ne, değeri ne? para ediyor diye mi değerliler yani? hadi diyelim borsadan çok iyi anlıyorsun, danışmanlık yapıyorsun millete, para kazandırıyorsun diye onlar da sana para veriyor. onlar için değerlisin yani. e döndük gene başa? onlar kim ki? onlar değerli mi? belki bir porsiyon daha iskender yiyecekler o parayla, o yüzden değerlisin? hadi ben diyorum ki onlar bence değersiz. bana bir faydaları yok. hadi onu da geçtim, bana faydaları da var. o yüzden de benim için değerliler. e ben değerli miyim arkadaşım? bence bende değer yok ki başkasına vereyim. e n’oldu sonuçta? o arkadaş dediğiyle kaldı. “çünkü ben buna değerim.” he, oldu. n’aber lan değerli?
lütfen bırakalım artık böyle şeyleri…
"Akli Denge" tefrikasının tüm parçaları:
- AKLİ DENGE – 1
- AKLİ DENGE – 2
- AKLİ DENGE – 3
herkes bırılerı ıcın yasıyor cunku.bırılerı onu begensın, takdır etsın, degerlı oldugunu hıssettırsın dıye..aslında herkes kendını kandırıyor..herkes bırseylerı kanıtlama çabasında.daha ıyı oldugunu, kıme gore daha ıyı..daha guzel oldugunu, kıme gore daha guzel..daha zekı oldugunu ,kıme gore daha zekı..hep kıyaslama ..sonuc baskaları ıcın yasıyorsun..sonuc sen bır hıcsın..sonuc sen uc maymunu oynuyorsun..
sıkıcı..